BİR SAVAŞÇININ ÖZGÜRLÜK ÖZENTİSİ
Ya ölüm ya kurtuluş, yoluydu bizimkisi. Şehitlerimiz düştü, ölüm hücrelerinde inanılmaz işkencelere maruz kaldık. Terörist grubu damgası yemesine rağmen, Uzun Kış Örgütü hiç bir terörist eylemde bulunmamıştır. Cezaevinde bulunduğu esnada yanına bir sürü Türk ajan ve ihbarcı sokuyorlar. Bunlardan birisi o meşhur hain ve düşman Ahmet Doğan'dır. Cebel Halkının kalkışmasını, Cebelli yerel kahramanlarımız gerçekleştirdi. Bunların Ahmed Doğan'la herhangi bir bağlantıları yoktu. Benim Killi'deki arkadaşlarıma bu konuda gönderdiğim gizli mektuplar ise mevcuttur.
BİR SAVAŞÇININ ÖZGÜRLÜK ÖZENTİSİ
-
Ya ölüm ya kurtuluş, yoluydu bizimkisi.
-
Şehitlerimiz düştü, ölüm hücrelerinde inanılmaz işkencelere maruz kaldık.
-
Terörist grubu damgası yemesine rağmen, Uzun Kış Örgütü hiç bir terörist eylemde bulunmamıştır.
-
Cezaevinde bulunduğu esnada yanına bir sürü Türk ajan ve ihbarcı sokuyorlar. Bunlardan birisi o meşhur hain ve düşman Ahmet Doğan'dır.
-
Cebel Halkının kalkışmasını, Cebelli yerel kahramanlarımız gerçekleştirdi. Bunların Ahmed Doğan'la herhangi bir bağlantıları yoktu. Benim Killi'deki arkadaşlarıma bu konuda gönderdiğim gizli mektuplar ise mevcuttur.
Çok şirin ve romantik bir tabiatı olan ülkede yaşıyorduk ama bulunduğumuz ortam sıkıcı ve berbattı. Bizden adeta robotlaşmış birer ruhsuz ve amaçsız birey olmamız isteniyordu.Türktük ama Anavatanımıza gidip görmek değil, uzaktan sınırlarını bile seyretmemize olanak tanınmıyordu. Türklüğümüzle vedalaşmanın ise mümkünatı yoktu...
Artık adeta kılıç boynumuza dayanmıştı. Baskılar artmış, bir kere silahlar konuşmuştu, kanımız akıtılmıştı. Bir çok kahramanımız, üzerimize çöken bu kalın demir perdeye karşı mücadele etmeye mecbur bırakılmıştı. Bu hayatları pahasına olacaktı. Ya ölüm, ya kurtuluş, yoluydu bu. Şehitlerimiz düştü, ölüm hücrelerinde inanılmaz işkencelere maruz kaldılar, dışarıdakiler ise adeta birebir başıboş, gölge gibi gezinen cansız ruhlardı.
Bu çetin ve yorulmaz savaşçılardan birisini tanıtmak amacım. UZUN KIŞ, gizli kod altında yürütülen halk hareketinin lideri Muhammed Uzunkış, kendisinin adı ve şanı popüler ama onu ne şeref kürsülerinde, ne de şaşalı meclis salonlarında görebildik...
Bir zamanlar, dünyaca ünlü Beatles grubunun ünlü solisti ve özgürlük savaşçısı John Lennon'un benzeri gibi aramızda dolaşan Muhammed, artık hemen hemen altmışına basmış ve Bursa'da sakin bir hayat sürdürmekte. Tabi ki, toplumumuz içinde cereyan eden bütün gelişmeleri yakından takip etmeye devam etmekte. Bahsettiğim uzun ve soğuk kışlardan öncesi, o rak şarkıları çalan ve söyleyen bir müzisyenmiş. Jon Lennon gibi gözlükler takarmış, saçları uzunmuş, kot pantolon giyinirmiş ama aynı zamanda içinde sert fırtınalar esiyormuş.
Bir kere kafaya koymuş, ruhunu ve bedenini tutsak etmiş olan bu acımasız ve katı totaliter rejime karşı koymalıydı. Tek başına çıktığı bu yolda, önceleri yakından tanıdığı ve güvendiği bazı arkadaşlarını da dahil ediyor. Zaten daha sonra, bu dava arkadaşları gizli mücadele grubunun çekirdek yönetim kadrosunu oluşturuyor.
Beş ay boyunca ülke arşınlanıyor ve bu esnada yüzlerce insan onlara katılıyor. Kırcaali'nin Killi bölgesinde doğup yetişmesine rağmen, Burgaz kentinde yaşamaktaydı. Büyük gizlilik içinde, çeşitli bölgelerin üniversite öğrencilerinden bilgi ve belge toplamaya başlıyorlar. Tek amaçları, bu bilgileri yurt dışına göndererek, ülkemizdeki baskıcı rejimin marifetlerini dünya kamuoyuna duyurmak oluyor. Bunu bir şekilde başarıyorlar da. Terörist grubu damgası yemelerine rağmen, Uzun Kış Örgütü hiç bir terörist eylemde bulunmamıştır. Bir çok gizli faaliyetleri de oluyor. Halkımızı uyandırıp, bu çileden kurtulmasını arzuluyolar.
Akabinde, kendini Sofya merkez cezaevinde buluyor. On ay boyunca tek başına ölüm hücresinde kalmanın ne olduğunu aramızdan çok az insan bilir. Hele buna her gün yapılan sorgular ve işkenceler de dahil olursa. Gösterişli ve düzmece bir mahkeme heyeti karşısına çıkarıldığında öğreniyor ki, meğer, o ve yüzden fazla aynı esnada yargılanan dava arkadaşı, sosyalist Bulgaristan Cumhuriyeti'nde en büyük ve yaygın terörist örgütünü kurmakla suçlanıyorlar. Gördükleri tarifsiz bütün ağır işkenceleri unutuyorlar, çünkü sorusuz ve sualsiz, uzun yıllara mahküm ediliyorlar. Tabi ki, en ağır cezaya liderleri olarak gösterilen Muhammed Uzunkış çarptırılıyor. Sene 1985 ve liderin 20 yıl cezaevinde yatması gerekiyor...
( Bu yazının devamını yarın okuyabilirsiniz.)
Mümin TOPÇU