*** Bir gün Sofya üzerinde gürültülü bir fırtına belirir. Dondukov, habercisini Mosolov'u çağırmaya gönderir. 'Bak da yıldırımlar daha çok minareye devirsin.' Der ve şeytanca göz kırpar. Anladın değil mi? 'Evet' der Mosolov ve uzaklaşır. Ateşin sahibi Zevs gibi belediye başkanı Sofya sokaklarında şimşek çakmaya başlar.
PAYLAŞ
1878 yılının fırtınalı bir gününde Sofya, oryantal peyzajından temizlenmiştir. Şehrin ilk belediye başkanı dinamit infilaklarıyla şehrin en yüksek camilerini yıkmıştır. Şehrin amiri, inananları bu işi Allah'ın yaptığına inandırmak için yıldırım gürlemeleriyle bomba seslerini birleştirmiştir. Bu anda Sofya semasında onlarca şerefe yükselmektedir. Her mahallenin camisi vardır. Mutasarrıf Knyaz Dondukov- Korsakov memnuniyetsizliğini belirtmek için “Şerefe ormanları” der. Bu adam kurtarılan topraklarda imparatorun komiseridir ve yeni Bulgar devletinin temellerini atmalıdır...
Sofya sancakbeyi olarak Knyaz, Pötr Alabin'i atamıştır. Şehir başkanlığı görevini ise Aleksandır Mosolov'a verir. Şehir başkanı saraylı olup öncülleri Tambovsk guberniya sülâle defterinde yazılıdır. 1854 yılında dünyaya gelen Mosolov, Drezden Politeknik Okulunda, sonra da Karlsrue'de okur, fakat kendini askerî karyere adamıştır. Rus-Türk savaşında ise Grodnensk Husar Alayında çarpışmıştır. Barış sonrasında ise Alabin emrine verilmiş. Sonra Kavala sancak yöneticiliğine, 1878 yılında ise Sofya başkanlık koltuğuna oturur. Onun isteği üzerine şehir şurası ona yardımcı olarak sözü geçen yerli Hacı Mano Stoyanov'u seçer. Bu Hacı hakkında Konstantin İreçek şöyle yazar; "Sofyalı Çorbacı Hacı Mano yıllar önce, Sofya'nın çok düşkün bir şehir olduğu zamanlarda, İstanbul'a Avrupa giysileri sipariş etmiş ama onları nasıl giyeceğini bilmiyormuş. Ondan dolayı da bu işi bilen birini çağırması gerekiyormuş. Hacı'nın Avrupa zevki yeni başkanın hoşuna gitmiş ve ikisi birlikte Sofya'yı düzenlemeye başlamışlar. Sokaklar acınacak haldeymiş- yazın toz içinde, kışın ise çamurdan görünmüyorlarmış. Mosolov, geleceğin başkentine ilk trotuvarları yaptırmış. O, Alabin'in mühendislerinden memnun değildir zira onlar işi bitirmek için yarım yıl istiyorlarmış. “O zaman ben kendim harabe Türk evlerini yıkmaya ve kerpiçten trotuvarlar yapmaya başladım” diye hatırlıyor belediye başkanı. Minareler sürekli gözlerine batmaktadır. Mosolov bunların birkaç tanesini yıkmayı Dondukov'a öneriyor. “Bu iş sandığın kadar kolay değil” diyor Dondukov. Ben o çirkin Kara Camiyi yıkmak istediğim zaman, Türk komiser Nihat Paşa, Türk Hükümeti adına bana protesto gönderdi. Osmanlılarla birlikte Avrupalı diplomatlar da “Rus barbarlığı” diye mırıldanıyorlardı. Temizleme işi şimdi yapılmalı zira sonra Bulgar Hükümeti gelecek ve binaların yıkılması daha da zor olacaktır. O Sultan'ın vasalı olacak ve Devlet-i aliye Muhammet eserlerini ve yadigârlarını yıktırmayacaktır, diye akıllıca konuşuyor Dondukov.
Bir gün Sofya üzerinde gürültülü bir fırtına belirir. Dondukov, habercisini Mosolov'u çağırmaya gönderir. “Bak da yıldırımlar daha çok minareye devirsin.” Der ve şeytanca göz kırpar. Anladın değil mi? “Evet” der Mosolov ve uzaklaşır. Ateşin sahibi Zevs gibi belediye başkanı Sofya sokaklarında şimşek çakmaya başlar. “Pioner" müfrezesinden yiğitler hızlı bir şekilde camiden camiye koşmaktadırlar. Yiğit piyonerler minarelerin yarısına kadar gitmekte, dinamiti yerleştirip uzaklaşmaktalar." Mosolov ‘un hikâyesi burada biter.
Bu subay gençliğinde Politeknik okulunda boşa okumamıştır. Tam yıldırım gürültüsü elde etmek için nereye ke kadar dinamit konacağını iyi bilmektedir. Böylece neyin semadan gelen gürültü, neyin dinamit gürültüsü olduğu alelde insan tarafından anlaşılması mümkün olmuyormuş. Bir gün sonra Dondukov'a haber ulaştırılır: “Bora 7 tane minareyi yerle bir etmiştir.” Hasarın belirlenmesi için komisyon çağrılır. Uzmanları yargısı: “darbe alan yapılar, komşu binalar için tehlike oluşturmakta. Hemen yıkılmalıdırlar. “