BALGÖÇ VE NEREDEN NEREYE?

Unutulmamalı ki, bunlar benim görüşümdür ve sadece sorunun çözümü için bir ortam yaratmak için ileri sürülmüş fikirlerdir. Derdim kimseyi suçlamak değil. Tam tersine destek vermek ve bunun için bir tartışma platformu oluşturmak. İnanıyorum ki gönül veren insanlarımızın da katılımı ve katkısı ile ortaya sağlıklı bir sonuç çıkacaktır…

BALGÖÇ VE NEREDEN NEREYE?

Epeydir var olan BALGÖÇ başkanlık tartışması son iki gündür ayyuka çıktı. İki aydır sessiz olan insanlar birden bire alevlendi.

Neden? Yüksel Özkan'ın geri dönmeyeceği belli olduğu için mi?

Peki milletvekili adaylık sürecinde dernek başkanlığından da ayrılan ve istifa eden Yüksel Özkan'ın istifası neden kabul edilmedi?

Yaklaşık 3 aydır BALGÖÇ yönetimi neden olağan toplantılarını yapmadı?

Saydığım sadece bu nedenlerden dolayı mevcut yönetim, kanımca meşruluğunu kaybetmiştir ve bir an evvel erken genel kurul kararı alıp, yeni yönetim ve başkan seçilmelidir.

Unutulmamalı ki, bunlar benim görüşümdür ve sadece sorunun çözümü için bir ortam yaratmak için ileri sürülmüş fikirlerdir. Derdim kimseyi suçlamak değil. Tam tersine destek vermek ve bunun için bir tartışma platformu oluşturmak. İnanıyorum ki gönül veren insanlarımızın da katılımı ve katkısı ile ortaya sağlıklı bir sonuç çıkacaktır…

Peki, olması ve yapılması gerekenler nelerdir?

1. Önce konumuz, derdimiz ve önceliğimiz ne, onu netleştirelim. Önceliğimiz başkanın kim olacağını mı tartışmak mı, yoksa BALGÖÇ'ün geleceğini mi? Bir başka deyişle, başkana dernek mi ayarlayacağız, yoksa derneğe yeni bir yönetim ve başkan mı seçeceğiz?

2. Öncelikle vizyon ve misyon yeniden belirlenmeli. Çünkü kurulduğu dönem ile günümüzün dünya şartları arasında inanılmaz farklar var. Sahi BALGÖÇ'ün vizyon ve misyonu nedir?

3. Evet, vizyon ve misyon yeniden belirlenmeli, çünkü yönetim bu tanıma göre şekillenmeli. Şöyle ki, derneğin amacı sadece yemek ve gezi ile sınırlı olacaksa, ona göre bir yönetim seçilmeli, yok, eğer yüksek politika belirlemede etkileyici ve belirleyici olmak iddiasındaysa da ona göre bir yönetim seçilmeli.

4. Tek kişilik yönetim anlayışından, başkanın her şey olduğu anlayıştan vazgeçilmeli. Her şeye başkan koşturacaksa, her şeyi başkan bilecekse ve tek başkan konuşacaksa, sadece başkan seçilsin. Başkan orkestra şefidir. Ancak sazı da, kemanı da, davulu da, piyanoyu da vb. de o çalacaksa, o zaman yönetime ne gerek var? Başkan eşitler arasında birinci olmalı ve yönetimde yer alacak olanlar da bunu bilmeli ve kendilerini buna göre hazırlamalı. Yani sorumlu ve yetkili olduğunun ve de varlığının sadece fotoğraf karelerinde yer almakla sınırlı olmadığının bilincinde olmalı.

5. Ben değil biz, benim ekibim değil, bizim ekip diyebilen bir yönetim anlayışına gerek var? İşbölümü, yetki ve sorumluluk aynı oranda olmalı.

6. Yeni yönetim ağırlığı gençlere vermeli. Kısaca gençlerin heyecanı ve kıdemlilerin deneyimiyle BALGÖÇ yeri ufuklara yelken açmalı.

7. BALGÖÇ, kişilerin siyasete atlama ve şehrin protokolünde yer alma noktası olmaktan çıkarılmalı. BALGÖÇ, siyasete dahil değil, dolaylı yoldan, yani insanları siyasete teşvik ederek müdahil olmalı. Balkan ülkelerindeki siyasi kamplaşmadan uzak durmalı ve hiç bir partinin Türkiye temsilcisi BALGÖÇ yönetiminde etkin görevde bulunmamalı. Çünkü bu, daha sonra büyük sıkıntılara yol açmaktadır.

8. BALGÖÇ'te yeni dönemde sıkıntılar ile iç çatışma ve tartışmalar yaşamaması için seçime, akil insanlardan oluşturulacak bir danışma kurulunun, ya da mevcut Yüksek İstişare Kurulu'nun hazırlayacağı ortak bir liste ile gidilmeli.

9. Yönetim Kurulu'nda yer alan herkes, en az 100 veya 150 lira aidat vermeli. Bu sayede dernek rutin işleri için başkasına muhtaç olmaktan kurtulacaktır. Dahası para veren kişi hesap sormasını da, yetki ve sorumluluk almasını da bilecektir.

10. Camiada BALGÖÇ'e haklı ve/veya haksız nedenlerden küsmüş, uzak kalmış çok sayıda yeterli, donanımlı, kaliteli insan bulunmaktadır. Bunlar yeniden kazanılmalı. Ancak, sadece ben varım, benim yönetimim, benim ekibim, benim anlayışım gibi egosantrik, yani kendini beğenmiş tavırlarla insanları olaya katmak zor. Kısaca parti başkanlarının bile tek kişi olmakla eleştirildiği bir ortamda ki, onlar en azından danışmanlar ekibinden fikir almakta, artık BALGÖÇ'e de demokrasi gelmeli ve yine artık tüm derneklere BİZ diyebilen insanlar gelmeli. BEN değil BİZ, BENİM ekibim değil BİZİM ekibimiz olmalı. Kısaca BALGÖÇ, hiç kimsenin babasının malı veya çiftliği olmayıp camianın ortak paydası ve sesidir.

11. Yeni yönetim projeleriyle gelmeli ve bu konuda bir takvim vermeli. Yerine getiremiyorsa da ayrılmayı bilmeli.

12. BALGÖÇ'ün tüzüğüne uyulmalı, tüzükte yazılana aykırı davranılmamalı. Örneğin, 3 kere üst üste haklı bahanesi olmadan yönetim kurulu toplantısına katılmayanın üyeliği otomatikman düşmeli. Daha sonradan atılan imzalarla iş kılıfına uydurulmamalı.

13. BALGÖÇ, adına yakışır bir şekilde Balkan derneği mi olacaktır, yoksa Cebel ve Kırcaali derneği olmaya devam mı edecektir, bu konuda da bir an evvel adım atılmalı.

14. Bursa'da veya Türkiye'nin herhangi bir kentine bir Üsküp'ten, Kırcaali'den, Gümülcine'den, Prizren'den, Köstence'den, Şumnu'dan, Novi Pazar'dan, Tiran'dan ve Balkanlar'ın diğer yerlerinden gelenler ile Erzurum'dan, Hakkari'den, Trabzon'dan, Burdur'dan, Elazığ'dan vb. yerlerden gelenler arasında hiçbir fark yoktur. Hepsi bu ülkenin eşit haklara sahip vatandaşlarıdır. Kısaca göçmen kavramı sosyolojik olup ayrı bir kimlik değildir. Sahi kim göçmen? 93. Harbi'nde ve Balkan Savaşı'nda gelenler, vatan toprağından sökülüp atılanlar değil miydi? Onlar da mı göçmen? Aynı yıllarda bir dönem, Doğu Anadolu Rusların işgali altındaydı. O zaman o bölgelerden gelip ele geçmemiş topraklara sığınanlar da göçmen mi sayılacak? Kısaca yerli ve göçmen ayrımı yok, bu ayrımdan beslenen soytarılar ile haktan, adaletten, özgürlüklerden ve demokrasiden yana olanlarla olmayanlar ayrımı var. Kısaca kimse buraya sonradan gelmedi. Buna göç değil, işgal edilmemiş topraklara geri çekilme denir.

15. Sonuç olarak söylem de, terminoloji de, örneğin Göçmen, Evladı Fatihan gibi kavramlar başta olmak üzere her şey baştan aşağı sorgulanmalı ve yeniden yapılandırılmalı.

Katkı sağlayacak olanlara şimdiden çok teşekkür ederim!

Metin EDİRNELİ

(Editörün notu; Bu yorum, çok isabetli ve değerli bulunarak, müellifin kişisel Feysbuk sayfasından alınmıştır.)

Bakmadan Geçme