Bal-Göç'ün başkent Ankara çıkartması
*Herkesi büyük bir heyecan sarmış, herkes Ata'sının huzuruna çıkmak arzusu içinde.*Başkentimizin sıcak güneşi gönüllere başka bir ferahlık,sevinç ve neşe katıyor.* Geniş kapılar, bu sefer bizim göçmen kafilesi için açılıyor, * Burada asıl Bal- Göç Derneği'nin yıllar boyunca kazandığı büyük saygınlık söz konusu.
Sabahın beşinde Bursa'dan koyulduk yola. İstikamet Ankara, daha doğrusu Anıtkabir.
10 Kasım vesilesiyle ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün anıtını ziyaret edip aziz hatırası önünde eğileceğiz ve çelenk bırakacağız.
Bal-Göç Derneği yönetiminin organize ettiği bir etkinliğe katılacağız. Otobüste, camiamızın her kesiminden temsilci bulunmakta. Adeta yöneticisi ve sıradan vatandaş, sanki bütünleşmiş ve cümbür cemaat, çoluk çocuk yol alıyoruz.
Herkesi büyük bir heyecan sarmış, herkes Ata'sının huzuruna çıkmak arzusu içinde. Anıtkabir'den başka yüce Türkiye Büyük Millet Meclisi, bazı Bursa milletvekilleri ve bazı bakanlar ziyaret edilecek.
Kafileye aksakalımız Sayın Veli Öztürk, Bal-Göç Genel Genel Başkanı ve dernek yöneticilerinden Gülver Deniz, Gökhan Sözügeçen, Op.Dr. Gürçay Cem ve Elvan Demir önderlik ediyorlar ve yol boyunca her sözümüzü iki demeden yerine getirerek adeta bizleri fazlasıyla şımartıyorlar…
Nihayet ufukta Ankara'nin yeni ve modern silueti beliriyor. Başkentimizin sıcak güneşi gönüllere başka bir ferahlık,sevinç ve neşe katıyor.
İlk durağımız Meclis. Geniş kapılar, bu sefer bizim göçmen kafilesi için açılıyor, biraz ilginç bir kimlik ve hes kodu kontrollerinden sonra içeriye buyur ediliyoruz.
Güler yüzlü ev sahiplerimizin eksik olmayan sıcak tebessümü, bizleri rahatlatıyor ve adeta kendi evimizde gibi bir his yaratıyor.
İlk önce Bursa Milletvekilleri Hakan Çavuşoğlu, Mustafa Esgin, Refik Özen ve Ahmet Kılıç ile kucaklaşıyoruz. Bizim 30 kişilik heyetimizi AK Parti Meclis Grubu toplantı salonunda kabul ediyorlar.
Milletvekili koltuklarına yayılıyoruz ve bizler sıcak çaylarımızı yudumlarken vekillerimiz söz alıyorlar. Aslında kendileri bizim hiç yabancımız değiller, çünkü çoğu Balkanlı kökenli olup Bursa'da sık sık görüştüğümüz siyasetçiler.
Milletvekilleri, dernek başkanımıza Veli ağabey diye hitap ederken, şahsına karşı büyük bir saygı ve hürmet gösterisi sergiliyorlar. Şeref konuğu olarak kendisini aralarına oturtuyorlar.
Aslında, bu saygı gösterisi sadece kendisine karşı değil, burada asıl Bal- Göç Derneği'nin yıllar boyunca kazandığı büyük saygınlık söz konusu. Gerçekten devlet ve millet katında, bu güzide derneğimiz çok büyük bir önem ve itibar kazanmış. Ne yazık ki, birçoğumuz bu gerçeği idrak bile edemiyoruz…
Ev sahiplerimizle beraber göçmen toplumunu ilgilendiren birçok konuya ve soruna değiniyoruz. Vekillerimiz, uzun soluklu hükümetin şimdiye kadar bizim için yaptığı icraatları sıralarken, bizler çözüm bekleyen yeni sorunlar sunuyoruz gündeme.
Son Bulgaristan seçimlerinde göçmenlerin büyük rolüne ve katkısına değinilirken, Sayın Hakan Çavuşoğlu, bizzat Bal-Göç Genel Başkanı Veli Öztürk'ü tebrik ediyor ve kutluyor.
Daha sonra, yine Bursa Milletvekili ve asıl bizden birisi olan Prof.Dr. Yüksel Özkan'ı çalışma odasında ziyaret ediyoruz. Sayın vekilimiz oldukça sevinçli gözüküyor ve ziyaretimizden duyduğu büyük memnuniyeti hiç gizlemiyor. Küçük odası kalabalık heyetimize biraz dar geliyor ve başka bir salona geçiyoruz.
Eski Bal-Göç Genel Başkanı olarak, vekilimiz bizim sorunlarımıza zaten vakıf ve Mecliste bunların çözümü için elinden geleni yapmakta. Keşke iktidar ve muhalif milletvekillerimiz, Balkanlar konularında hep beraber çalışsalar ve çözümler üretseler…
Nihayet Çankaya'daki Anıtkabir'e ulaşıyoruz. Heyecanımız adeta pik yapıyor. Okulların tatil olmasından mı nedir, kalabalıkta adeta iğne atsan yere düşmez. Göçmen kafilesine, burada da özel itibar gösteriliyor.
Birçoğumuz ilk kez Atatürk'ün huzurunda bulunacak. Göçmenlerin Atatürk sevgisi bir başka yoğundur ve adeta efsaneleşmiştir. Bizim toplumun arasından Atatürkçü olmayan çıkmaz.
Kafilemiz askeri törenle içeri alınıyor ve Bal-Göç topluluğu adına çelengimizi bırakıyoruz ve ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün anısı önünde saygı duruşunda bulunuyoruz. Daha sonra müze kompozisyonlarını da büyük ilgiyle geziyoruz…
Ankara'ya gelmişken, iktidardaki AK Parti genel merkezini ziyaret etmeden olmaz deyip yine kalabalık başkent caddelerine dalıyoruz.
Burada bizi partinin dış ilişkilerden sorumlusu Sayın Efkan Ala ve yardımcıları ağırlıyor. Biliyorsunuz, Sayın Efkan Ala eski bir bakanımız ve Bursa milletvekilliği de yaptı. Göçmen toplumunun içindeki dinamikleri çok yakından bilen ve takip eden birisi. Sohbetimiz esnasında, o da son Bulgaristan seçimlerine dem vuruyor ve başarımızdan dolayı Bal-Göç'ü tebrik ediyor.
Akşam olmak üzereyken, Ankara'daki son durağımız İYİ Parti genel merkezi oluyor. Burada bizi yine Bursalı bir hemşehrimiz olan ve candan adam İbrahim Alagöz karşılıyor, kendisi Genel Başkan Meral Akşener'in Baş Danışmanı ve aslen Bursalı bir genç iş adamı ve siyasetçi.
İbrahim Bey, büyük gelecek vaat eden genç ve enerjik bir siyasetçimiz. Balkanlar ve özellikle Bulgaristan konularına hakim ve bilgi sahibi, zaten kendisi de Bulgaristanlı bir ailenin öz evladır. Tatlı dilli İbrahim Bey ile sohbete doyum olmuyor ama yolcuya yol yakışır derler…
Artık Bursa'ya doğru yol alıyoruz ve sıcak otobüste herkesi yorgunluk uykusu basıyor. Telefonların şarjları bitmiş durumda, zaten bizim piller de çoktan tükendi. Bir tek eski tüfek Veli Ağabey uyumuyor ve derin düşüncelere dalıp gitmiş. Sanki onun için bu uzun gün adeta Çaykovski'nin Kuğu Gölü dans müziği gibi brilyant bir şekilde süresi dolmak üzere olan üstlendiği görevle vedayı simgeliyor.
Bilindiği gibi, Veli Bey, en yaşlı yönetici sıfatıyla, Yüksel Özkan'dan boşalan dernek başkanlığı koltuğuna oturmuştu ve üç yıldır Bal-Göç'e başarılı bir faaliyet grafiği çizdirmeye devam etti. Tabi ki, bu kutsal görev esnasında diğer dernek yöneticileri de kendisini yalnız bırakmadılar. Bu esnada ayrılıp giden bazı yöneticiler de oldu...
Gece yarısından sonra evlerimize ulaştığımızda artık saat iki olmuştu ama sabah erkenden Bal-Göç yöneticileri yine görev başında olacaklardı...
Mümin TOPÇU