BAL-GÖÇ PARTİSİ Mİ KURACAĞIZ NEDİR...

* Herif, Sütkesiği'nde çıkmış kürsüye ve avaz avaz bağırmakta. Güya, Türkiye'nin işlerine karışmasını istemiyormuş. İstemez, tabi ki, çünkü işine gelmiyor. Halbuki, Türkiye veya göçmen camiası, henüz bunlardan bir hesap sormaya yanaşmadı. Herhalde, bütün korkuları da bundan kaynaklanmakta... * Göçmen derneklerinin içine siyasetin sızması neticesinde ortaya çıkan nahoş gelişmelerle karşı karşıya kalmaktayız. Sağcısı ve solcusu, derneklerimizi parsellemek kaygısına düşmüş. Ortalık, dernekler sayesinde siyasi kariyer hayal edenlerden geçilmiyor.

BAL-GÖÇ PARTİSİ Mİ KURACAĞIZ NEDİR...

Şehit anma törenleri ile yıl başı kutlamaları denk gelince, camiamız adına, ortaya yine tezat ve hiç tasvip edilmeyecek görüntüler ortaya saçıldı.

Bazıları gündüz huşu içinde mezar ve anıt önünde dua ededursun, akşamında ise her iki ülkenin çeşitli balo salonlarında şaşalı eğlenceler. Bu devran böyle sürüp gitmez ki...

Bizler, anma törenlerini yoğun siyasi şovlardan tamamen arındırmadıkça, ne mezarındaki şehidimiz bir huzur bulur, ne de bizim toplumdan bir hayır gelir.

Söylenecek ve yazılacak bir çok vukuatın arada kaynamasına rağmen, biz yine de bazılarını anımsatalım.

Bilindiği gibi, verdiğimiz şehitlerle ilgili merasimleri, aynı bu kahramanlarımızı şehit eden acımasız sistemin şimdiki perde arkasındaki ve perde önündeki elemanları dirije ve kamufle etmekte. Buradaki güdülen maksat, katilleri ve zorbaları yargılamaktan korumaktır, halkımızın verdiği haklı mücadelenin rolünü küçültmektir.

Herif, Sütkesiği'nde çıkmış kürsüye ve avaz avaz bağırmakta. Güya, Türkiye'nin işlerine karışmasını istemiyormuş. İstemez, tabi ki, çünkü işine gelmiyor. Halbuki, Türkiye veya göçmen camiası, henüz bunlardan bir hesap sormaya yanaşmadı. Herhalde, bütün korkuları da bundan kaynaklanmakta...

Herifler, hızını alamamış olmalılar ki, törene davet ettikleri bazı Türkiyeli konuklara, kürsüden üç-dört basamak daha aşarı da yer göstererek, kendilerince dalgasını geçtiler.

Şimdi soralım; Ne işi var aynı bu Türkiyelilerin bu tür provokatif eylemlerin sergilendiği kürsülerde?

Birileri çıkmış, önceden yazılmış senaryo gereği, Anavatanımıza dil uzatmaya cüret ediyor, bizimkiler de bunları protesto edeceğine, sadece alkışlamakla yetiniyorlar. Bununla da kalınmıyor, çünkü ertesi gün Killi'ye gidilip, totaliter sistemin hala ayakta duran elemanlarına teşekkür etmeyi bir marifet sananlar da var.

***

Milletvekili Yüksel Özkan'ın Killi'deki çıkışına cevaben, BGF Başkanı Kader Özlem'in, sanal medya ortamında yazdığı, polarizasyon yaratacak bir cümle dikkatimi çekti; "Güçlüden değil, haklıdan yana taraf olmak insanı yüceltir ve yükseltir diye düşünüyorum." Burada "güçlüden" bahsederken, eski komünist rejimin günümüzdeki uzantılarından ve "haklıdan" da halkımızın haklı davası kastediliyorsa, bizim okuyucumuz verilen mesaji almıştır.

Göçmen derneklerinin içine siyasetin sızması neticesinde ortaya çıkan nahoş gelişmelerle karşı karşıya kalmaktayız. Sağcısı ve solcusu, derneklerimizi parsellemek kaygısına düşmüş. Ortalık, dernekler sayesinde siyasi kariyer hayal edenlerden geçilmiyor. Bal-Göç partisi mi kuracağız nedir...

***

Biraz da otobüslere (reislere) odaklanalım. Seçimlere veya anma törenleri için olsun, memlekete onlarla gideriz. Şimdiye kadar bunların ücretini genelde belediyelerimiz karşılıyordu ama bu sefer tasarruf genelgesine takıldık ve bazı otobüslerin ücretini kendi cebimizden karşıladık.

Bu arada gözden kaçan, anma törenlerindeki Bal-Göç derneğinin tutumunu da duyuralım. Dernek yöneticileri, Killi'ye dört otobüs insan götürdüler ve ilk kez bu heyet, şehit mezarlarını ve anıtlarını tek başına gezdi. Siyasi partilerin oyununa gelmeyerek, tarafsızlığını gösterdiler. DPS ve DOST'un törenlerine katılmak için de otobüsler gitti.

Sonuçta dört ayrı şekilde anma törenleri düzenlendi. Şimdilik dörde bölündük. İlerisi, meçhül!

Mümin TOPÇU

Bakmadan Geçme