* Bal-Göç tüzüğünde, genel kurul toplantısından 15 gün önce üyelikleri kabul edilen ve aidatlarını yatıran tüm üyelerin, genel kurul toplantısına katılıp oy kullanabilecekleri belirtilmiştir.* Divan Başkanı Sayın Sabri Mutlu'yu dik duruşundan, verdiği doğru ve hakkaniyetli karardan dolayı kutluyor, kendisi ile aynı fikirde olduğumu belirtiyorum. * 13 Mart Pazar günü yapılan genel kurulda yaşananlar, Veli Öztürk' ün Kayyum tayini istemekte ne kadar haklı olduğunu göstermektedir.
PAYLAŞ
Sevgili Dostlarım!
Son dönemde Bal-Göç Derneği'mizde yaşananlardan büyük bir üzüntü duyduğumu belirtir, kişisel fikrimi hem bir hukukçu, hem de yıllarca canla başla çalıştığım derneğimizin eski bir başkanı olarak sizlerle paylaşmayı borç bilirim.
Kamu yararına çalışan dernek statüsündeki, Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütü olan Bal-Göç tüzüğünde, genel kurul toplantısından 15 gün önce üyelikleri kabul edilen ve aidatlarını yatıran tüm üyelerin, genel kurul toplantısına katılıp oy kullanabilecekleri belirtilmiştir.
Bu dönemde de, yasal süreç esnasında üyelikleri kabul edilen ve aidatlarını yatıranların isimleri hazirun listesine yazılmış ve üyelikleri e-devlet sitesinde yayınlanmıştır. Üyelikleri kabul edilmiş, aidatlarını yatırmış ve 13 Mart Pazar günü, kara kışa rağmen, seçim merkezine gelen üyelerin oy kullanmaları en doğal haklarıdır.
Ayrıca, bu kişilerin oy kullanabilecekleri bizzat dernek başkanı tarafından da duyurulmuştur. Yasal süreçte yasalara uygun olarak üyelikleri kabul edilen üyeler genel kurul toplantısına girişte hazirun listesine imzalarını atmış ve kendilerine üye kimlik kartı verilmiştir.
Ancak, son dakika divan heyetine sunulan bir önerge ile, bahsi geçen 640 üyenin, usulsüz olarak üye kayıtlarının yapıldığı gerekçesiyle oy kullanıp kullanmayacaklarının oylanması istenmiştir.
Divan Başkanı Sayın Sabri Mutlu'nun hazirun listesinde isimleri bulunan, kimlikleri çıkarılan, imzaları alınan, ayrıca üye oldukları e-devlet sitesinde de görülen, bu üyelerin oy kullanma hakkı olduğunu, oy kullanıp kullanamayacaklarının genel kurulda oylanmaya sunulmasının hukuken mümkün olmadığını söylemesi ve önergeyi oya sunmaması üzerine divan heyetinden bir üyenin görevden istifa etmiş ve genel kurul toplantısı yapılamamış, toplantı maalesef ertelenmiştir.
Divan Başkanı Sayın Sabri Mutlu'yu dik duruşundan, verdiği doğru ve hakkaniyetli karardan dolayı kutluyor, kendisi ile aynı fikirde olduğumu belirtiyorum.
Olayların iç yüzü şudur:
Dernek tüzüğüne göre, Bal-Göç Derneği'nin Genel Kurul Toplantısı'nın 2021 yılı Aralık ayı sonuna kadar yapılması zorunludur. (tüzüğünde belirtilen sürede genel kurul toplantısı yapılması tüm dernekler için bağlayıcı bir kanuni zorunluluk olup, yapılmaması halinde cezai ve hukuki sorumluluğu vardır).
Aralık ayı içinde yapılması zorunlu olan 18. Olağan Genel Kurul toplantısının yapılması için Genel Başkan Veli Öztürk, tüm yönetim kurulu üyelerine defalarca çağrıda bulunmasına, karar alma yeter sayısının bulunmasına rağmen, bazı muhalif yönetim kurulu üyeleri kararı imzalamaktan imtina etmişlerdir.
Dernek tüzüğü ve yasalar bu konuda nettir, dernek tarafından genel kurul toplantı günü belirlenemezse, derneğe idari para cezası kesilir, arka arkaya iki genel kurul toplantısının yapılmaması halinde de derneğin kapatılmasına karar verilir.
Derneğe idari para cezasının kesilmemesi ve derneğin kapatılmasının önlenmesi için Genel Başkan Veli Öztürk, yapılması gerekeni yapmış ve genel kurul toplantısının yapılması için yargı yoluna başvurarak Kayyum tayini istemiştir.
Başkan Veli Öztürk'ün Kayyum tayini için yargıya başvurması üzerine, genel kurul toplantısı yapılmasına karşı çıkan aynı muhalif yönetim kurulu üyeleri, bir gecede çoğunluğu sağlayarak Veli Öztürk'ü görevden almışlardır.
13 Mart Pazar günü yapılan genel kurulda yaşananlar, Veli Öztürk' ün Kayyum tayini istemekte ne kadar haklı olduğunu göstermektedir.
Pazar günkü genel kurul toplantısı maalesef bu nedenlerle ertelenmiştir. Bir kez ertelenen genel kurul toplantısının hukuken bir daha ertelenemeyeceği ve bunun hukuki ve cezai sonuçlarının olacağı bilinmelidir.
Derneğin sadece küçülmesi değil kapanmasına dek gidebilecek bir sürece göz göre göre izin verenleri, çanak tutanları kınıyor, en büyük zenginliğinin dürüstlük olduğuna inanan bir ağabeyimiz olarak, 65 yıllık arkadaşım ve derneğe en çok zaman ve emek vermiş başkanlardan biri olan Veli Öztürk' ün dürüstlüğünden emin olduğumu belirtiyor, emeklerine büyük vefasızlık yapıldığını düşünüyorum.
Haksız yere görevden alınmasının, dernek giriş kapısının anahtarını değiştirip, resminin duvardan indirilmesinin çok büyük bir ayıp olduğunu düşünüyorum.
Veli Başkan, başkanlığı sürecinde her gün bizzat dernekte bulunarak göçmenlerin dertlerini dinlemiş, sorunlarına çözüm yolları aramıştır.
Ülkemize gelen 38.000'e yakın göçmen kardeşimize borçlanarak emekli maaşı bağlanmasında, 42.000'in üzerindeki kardeşlerimizin Bulgaristan'da almakta oldukları maaşlarını Türkiye'de alabilmeleri için iki ülke heyetler arasındaki çalışmalara bizzat katılarak, konunun çözümünde büyük bir katkısı olmuştur.
Bu nedenlerle, kendisine teşekkür edilmesi gerekirken görevden alınması büyük bir vefasızlık örneğidir.
Şunu unutmayalım ki, gerçeklerin, geç de olsa gün yüzüne çıkma gibi bir huyu vardır. Gün gelir, Veli Öztürk ‘den özür dilenir...
Veli Başkan, affeder etmez bilemem; ama olan toplum ve devlet nezdinde Bal-Göç derneğinin itibarına olur...
Şunu da belirtmek isterim ki, Bal-Göç Derneği kimsenin güdümünde, velayeti ve vesayeti altında olacak bir dernek değildir.
Bal-Göç, hepimizin derneğidir.
Bu nedenlerle, ertelenen ve günü belirlenecek genel kurul toplantısına tüm üyelerimizin katılmalarını önemle rica ediyorum.
Son cümle olarak, demokratik bir ortamda yapılacak seçimde her üç adayımıza da başarılar diliyorum!