Babam Müslüman mezarlığında, annem ise Hristiyan maşatlığında yatmakta...

* Bir siyasi mahkum olarak, Eski Zağara Cezaevi'nin 6. müfrezesinde cezamı çekerken, annem rahmetine kavuştu ve cenaze merasimine katılmama bile izin verilmedi.

Bulgaristan'da yapılan soykırım sürecinde, devlet destekli sahte tarihçiler mantarlar gibi türediler. Bol kepçe unvanlar, ödüller verildi.

Halbuki, devlet tarafından bize verilen kimliklerde Türkoğlu Türk olduğumuzun yazılı olarak belirtili olduğunu, ben kendi usulünmce, ikili ve uluslararası anlaşmalara dayanarak (Burada Paris - 1947, Berlin, Viena, Helzinki, Madrid ve Ottawa anntlaşmalarını kastediyorum.), başkent Sofya'da bulunan devlet konseyi başkanlığına hatırlatım.

Bunun akabinde, ben üç yıl boyunca Belene adasında bulunan temerkuz kampında sürgün olarak tutuldum. Daha sonra, ceza kanununun 108. maddesi gereği beş yıl hapis cezasına çarptırıldım.

Bir siyasi mahkum olarak, Eski Zağara Cezaevi'nin 6. müfrezesinde cezamı çekerken, annem rahmetine kavuştu ve cenaze merasimine katılmama bile izin verilmedi.

Şu an babam Müslüman mezarlığında, annem ise Hristiyan maşatlığında yatmakta...

Çeşitli dinler siyaseti bir araç olarak kullanmazlar;fakat politikacılar dini kullanarak ayrımcılık yapmaya devam ediyorlar.

Halbuki, asırlar boyunca bizler aynı topraklarda kardeşçe yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz...

Seydali AKGÜN

Bakmadan Geçme