ARTIK TAVİZKAR OLMAYI BIRAKALIM

Çok garip bir soyum var benim, çünkü kendi ırkımdan gelen öz kardeşlerim 'Ben Türküm!' demeye cesaret edemiyorlar. Türk Türktür, Bulgar Bulgardır! Gerisi yalan, kendine gel, ey Türk oğlu, kendine gel artık!

Burhan Amcanın öğütlerinden...

ARTIK TAVİZKAR OLMAYI BIRAKALIM

Gagavuzlar, biz Türküz diyorlar. Son yıllarda Macarlar (Hungary), bizler ise Peçenek Türkleriyiz diyorlar. Diğer yandan Sekeller de Türklüğünden bahsetmekte.

Çok garip bir soyum var benim, çünkü kendi ırkımdan gelen öz kardeşlerim "Ben Türküm!" demeye cesaret edemiyorlar.

Acaba niye? Hani, balık baştan kokarmış derler ya, birileri bir çifte vatandaşlık uğruna, bir diğerleri mevki makam uğruna, başkaları ise kişisel menfaat ve çıkar uğruna, kendilerini heba ettiler ve arkadan gelenleri de hala acımasız bir şekilde harcamaya ve uyutmaya devam ediyorlar. Nasıl mı?

Bir insan ilk önce, kendi kimliğine sadık kalacaktır!

Türk kimdir ve nedir, onun sahiplenmesini, koruyup kollamasını çok iyi bilecek ve Türklüğünden asla taviz vermeyecektir. Aynen bir Bulgarın, Rusun, Almanın, Fransızın, İtalyanın ve Yunanın yaptığı gibi, özüne, diline, kimliğine ve dinine sahip çıkacaksın. Bunu başka bir izahı ve felsefesi yoktur, kardeşim...

Avrupa coğrafyasında bizler Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşundan öncesi de vardık. İlk Hun Türkleri İmparatorluğu, Göktürkler ve Oğuzlar olarak. Atilla Han kavimleri olarak, Balkan coğrafyasında varız. Devamı Han Asparuh kavimleri ile gelen Ese boyu Türkleri, Tatarlar, Kuman Peçenek Türkleri olarak varız. Bir de Selçuklu Türklerini unutmayalım. En son olarak, Osmanlı Türkleri ile de varız Balkanlar coğrafyasında.

Türk Türktür, Bulgar Bulgardır! Gerisi yalan, kendine gel, ey Türk oğlu, kendine gel artık!

Vay efendim, Bulgarlar bize şunu yaptılar, bunu ettiler. Doğrudur! Ama ya bizim Türkler bir birimize şahsi menfaat ve çıkar için yaptıklarımız, ettiklerimiz ne olacak? Onlar bizim saflığımızı ve dürüstlüğümüzü fırsata çevirdiler, bizim çaresiz hallerimizden güç aldılar, sol gösterdiler ve sağa çaktılar.

Şimdilerde saçma sapan, kısır döngülü verimsiz eğlenceler düzenlemekteyiz. Festivallerimiz var. Bir hafta orada, bir hafta burada, yaşlısı, genci ve çoluk çocuk koşturuyoruz. Rahvan atları koşuyor, kıspetli yağlı güreşçileri seyrediyoruz. Süslü püslü çadırlar gölgesinde, kuzu çevirmesi ve köfte kokusu eşliğinde doya doya, içine çeke, "öf öf" diyerek böbürleniyoruz. Gün boyunca köfte ve kebap, kötürüm olana kadar bira ve rakı. İşte bundan ibaret günümüzün kültürü. Yaz boyunca devam edecek, bu tür keyif çakmalar. Yangın olsa köyde veya evinde, umurumda bile değil adamın, bir kere tütsülemiş kafayı ve bana ne demekte...

Bunlar hep Türkleri uyutma, kandırma evreleri ve saflığın ağır bedel ödeme taktikleri. Size bir soru, devamlı içki içerek, boşa kürek çekerek, bir insan adam olur mu? İçki içmenin de bir adabı var! Sınırı, zamanı ve vakti var.

Hiç kimsenin ahı kimsede kalmaz. Bu ilahi, Tanrının takdiridir ve bir gün mutlaka tecelli eder. Sen yeter ki, her ne yaparsan yap, kendini Türk olarak bil ve sahiplen! Din ve ahlak, ailenin içinde büyükler tarafından verilir. Ayrıca Ana dilimiz, kimlik, hak ve hukuk arama, korumak ve kollama gibi özellikleri, önce kişi kendisi sahiplenecek ve koruyacaktır. Daha sonra ise sıra siyasi partilere ve sivil toplum örgütlerine gelecek. Bunun başka bir izahı ve felsefesi bulunmuyor.

Burhan UTKUALP

Bakmadan Geçme