Anadili günü ve Bulgaristan'daki Türkler
Bir insanın onuru, onun kimliğidir, soyudur. Bunun belgesi de anadilidir. Anadiline sahip çıkmak, onur demek, şeref demek.
Bir insanın onuru, onun kimliğidir, soyudur. Bunun belgesi de anadilidir. Anadiline sahip çıkmak, onur demek, şeref demek.
Bundan dolayı şerefine ve onuruna önem veren herkes, ne şartlarda olursa olsun, öncelikle anadiline önem verir. Öncelikle anadiline sahip çıkar ve çocuklarına da anadillerini öğretmekte mesuldür. Ana diline sahip çıkmayan kimliğini kaybeder, bununla beraber onurunu da.
Bugünkü konumuzla alakalı, şunun altını da çizelim ki, anadili öğretmek, azınlık statüsünü elde etmekten çok daha önemlidir.
Çünkü anadilini bilmeyenler, öğrenmek için gayret de sarf etmeyenler, kimliğini de kaybeder, soyunu da...
Anadilini önemsemeyene, soy ve millet bilincine sahip olmayana, bırakın bunları, ismini bile geri almayana ve hatta geri aldığı Türk ismini tekrar değiştirmek için başvuran kişiler ortadayken, azınlık statüsü alsanız ne olacak, almasanız ne olacak...
Bundan dolayı her şeyden önce, soydaşımızda Türklük bilincinin geliştirilmesi, anadilde eğitim görmesin, sağlamak şarttır. Öncelikle bu konularda gayret sarf etmek lazım. Ucuz popülizm peşinde koşmak değil.
19 Şubat, Levski ve fazlası...
19 şubat 1873 yılında asılarak idam edilen Bulgarların milli kahramanı, hatta gelmiş geçmiş ve en büyük Bulgar ilan ettikleri Vasil Levski'nin ölüm yıl dönümüdür. Bulgarlar haliyle onun adına anma törenleri düzenlemekte. Vasil Levski, geleceğin özgür Bulgaristan'ında, Hıristiyan veya Müslüman, Bulgar, Türk, Sırp, Rum, Ermeni veya Yahudi olduklarına bakılmaksızın, bütün dini ve etnik topluluklara eşit haklar ve adalet sağlayacak bir siyasi sistemin kurulmasını istiyordu...
Ama hepsi bu anlattıkları, Osmanlı egemenliği altında olan topraklarda zaten mevcuttu. Her kesimden, her dinden kişiler özgürce yaşamını sürdürebiliyordu. Ticaretini de yapıyor, eğitimini de alıyor, dinini de özgürce yaşıyordu. Herkese eşit şartlar sunulmuştu.
Ama olabilir. Bulgarların, kendi özgürlükleri için mücadele etmiş birini milli kahraman ilan etmelerinden doğal bir şey olamaz.Ancak Levski'yi örnek almaya kalkışan bir de sözde Türk geçinenler de var. Sözümüz bunlara.
Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır? Bu nasıl bir ruh halidir? Bu nasıl bir Türklük anlayışıdır ki, senin dedelerine pusu kurup katleden bir kişiyi, kalkıp yüceltmeye kalkışıyorsun?
Sözümüz, bu ne olduğu belli olmayanlaradır...
Gürçay CEM