( 1. ) Siz siz olun ve kimsecikleri dinlemeyin! Türkiye'deki üniversite kapıları sizler için açık...

*** Gidiyorlar ama elleri boş dönüyorlar, kendileri işini gücünü bırakıp oralara asla sadaka filan toplamaya gelmiyorlar. Bu iyi niyet elçilerimiz, sadece Türkiye Bursları sayesinde anavatanda ücretsiz eğitim görecek gençleri davet ediyorlar... *** Salonlar neden boş kalıyor? Neden birileri, Türk gençlerinin Türkiye'de yüksek eğitim görmelerini istemiyor ve bu anlamda hiç bir katkı sağlamıyor? *** Bulgaristan'daki Türk Toplumu, buna göçmen camiası da dahil, Türkiye Bursları'nı bir nevi açıkça boykot ediyor diyebiliriz.

Bugünlerde acayip ve karamsar duygularla boğuşmaktayım. Nedir şu bizim Türklerin içlerinde barındırdıkları Türkiye düşmanlığı?

Geçenlerde Uludağ Üniversitesi yetkilileri Kırcaali'ye gittiler. Şimdi de Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı yetkilileri yine Kırcaali'yi ve Deliorman'ı dolaşıyorlar.

Gidiyorlar ama elleri boş dönüyorlar, kendileri işini gücünü bırakıp oralara asla sadaka filan toplamaya gelmiyorlar. Bu iyi niyet elçilerimiz, sadece Türkiye Bursları sayesinde anavatanda ücretsiz eğitim görecek gençleri davet ediyorlar...

Günümüzde bütün dünyadan gelen üniversite örencileri için cazip bir eğitim merkezine dönüşen Türkiye Cumhuriyeti, sadece Bulgaristan'daki Türkler tarafından fazla bir ilgi görmüyor.

Bu feci durum, YTB yetkililerinden çok asıl bizim toplumun fertlerini üzmeli ve kahır etmeli.

Bu konuda bizim aydın kesim neden suskun kalıyor?

Ya siyasilerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız neden kılını pırtısını kıpırdatmıyor?

Neden sadece Sayın Sayit Yusuf'un ricası üzerine, sanal alemde birer paylaşımla yetinmekteyiz...

30 yıl boyunca, Türkçe eğitimin gelişmesi ve büyümesi için fazla bir yol katedilmedi, çünkü birileri bizim toplumun içinde uyutulmuş Türk ruhunun uyanışından tedirgin olmaya devam etmekte.

Birileri hala bağnaz Türkiye ve Türklük korkusunu milli güvenlik stratejisinin en başında tutmaya devam ediyor. Aslında milli güvenlik konusu sadece bir bahane ve uydurma, bunların asıl amaçları daha uzun yıllar kendi şahsi çıkarlarını ve menfaatlerini korumaktan ibaret. Ah, yok mu, şu saray yavrularında yumuşak kuyruk sıvazlamak...

Son Osmanlı - Rus Harbi'nden sonra, günümüz Bulgaristan sınırları içinde barınmakta olan Türkler tarafından, bu ülkeye hiç bir zarar gelmemiştir. Bu onurlu, iyi niyetli ve dürüst azınlık toplumunun, bu ülkeye sadece yararı dokunmuştur. Bu ileri ki yıllarda da aynen böyle devam edecektir. Ayrıca sınır komşumuz Türkiye de her zaman olduğu gibi, iyi veya kötü günde, bütün Bulgaristan toplumunu kucaklamaya devam etmektedir.

Şimdi dönelim gene Kırcaali'de düzenlenen Türkiye Bursları toplantılarına.

Salonlar neden boş kalıyor?

Neden birileri, Türk gençlerinin Türkiye'de yüksek eğitim görmelerini istemiyor ve bu anlamda hiç bir katkı sağlamıyor?

Valilik makamı susuyor.

Belediye başkanları "kör ebe" oyunu peşinde.

Yerel ve ulusal siyasi liderler sonu gelmeyen içkili ve yemekli eğlence gecelerini bir türlü yarıda kesip, çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitim sorunları üzerine kafa yormuyorlar.

Kısacası her yerde gırgır şamata devam ediyor ama böylece koca bir nesil cahil ve fakir kalmaya mahküm ediliyor. Gidişata bakılırsa, gurbete çıktıkları Avrupa Birliği ülkelerinin hizmet sektöründe, eğitimsiz üçüncü sınıf amele sayısı gittikçe artacak...

Hadi anladık, Delyan Peevski, değil Türkiye'de okumayı, Türk kelimesinin anılmasını bile istemeyebilir ama bizim Hasan Aziz'in Kırcaali'deki seçmen ordusunda gözler neden kapalı, kulaklar neden tıkalı?

Diyelim ki, DPS partisi Türkiye'deki eğitime karşı ( Sanki Bulgaristan'daki Türkçe eğitim sorununu kökten çözmüşler ), o zaman diğer küçük Türk partilerinin yöneticileri neden susmakta?

Ankara, kendileri için sadece finansal kaynak sağlamaya mı mecbur sanıyorsunuz?

Bulgaristan'daki Türk Toplumu, buna göçmen camiası da dahil, Türkiye Bursları'nı bir nevi açıkça boykot ediyor diyebiliriz. Belki de, ben yanılıyor olabilirim, çünkü bu sorun kökünden analiz edildiğinde, ortaya daha bambaşka sonuçlar da çıkabilir.

Ne olursa olsun, biz kendi öz evlatlarımızın istikbalinin önünü bilinçli olarak kesmekteyiz...

Ayrıca bir de, gençlerimizdeki anadilde eğitim görmemenin getirdiği ezikliği ve yetersizliği görmezlikten gelmeyelim. Üniversite çağına gelmiş bir çok gencimiz, sadece Türkçe okuma ve yazma bilmediğinden dolayı, Türkiye Bursları sınavlarına girmeyi tercih etmiyor. Bu vahim duruma da bir çözüm bulunabilir, çünkü Türkiye üniversitelerinde eğitim görmek isteyenler, burada bir yıl boyunca dil eğitim hazırlığı görmekte.

Sevgili genç kardeşlerim, siz siz olun ve kimsecikleri dinlemeyin! Türkiye'deki üniversitelerin kapıları sizler için açıktır...

Mümin TOPÇU

Bakmadan Geçme