Amerika, gözlerden ırak, Türkiye bir adım ötede

Sofya Büyükelçimiz Aylin Sekizkök ne söyledi;

"Bulgaristan'daki FETO okulları kontrol altında tutulmalı, çünkü onlara izin veren devletin güvenliğini tehdit ediyorlar."

Bu cümlenin derinliğini anlamlı buluyor ve tamamen destekliyoruz.

FETÖ, Bulgaristan'daki Türk toplumunu gerçekten büyük bir tehdit altında tutmaya devam ediyor.

Sanırım, bu tehdit unsuru sadece var olan 2 okuldan kaynaklanmıyor, çünkü, dile kolay, bizim toplum artık 30 yıldır aynı bu terör örgütünün sinsi ajitasyonuna ve propagandasına maruz kalmakta.

Hele de bunların cami cemaati, dini okullar ve medya ayakları her zaman çok aktif oldular.

Yılları boyu İmam Hatip Liseleri'nde ve İslam Enstitüsü'nde, bunların aktivistleri adeta cirit atmadılar mı?

Bu kurumların tek efendisi ve fedaisi onlar değil midi?

Tamamen beyinleri yıkanmış binlerce genç "hizmet kadrosu", birden bire nereye kayboldu dersiniz? 

Bu arada, Türkiye'deki FETÖ üniversitelerinde eğitim görmüş olanların siyasetteki etkisini ve bozgunculuğunu da görmüş olduk son yıllarda.

Tabi ki, ileride de bizler bu kardeşlerimizle aynı memleketi paylaşmaya devam edeceğiz, aynı havayı teneffüs edeceğiz, fakat artık bizler aramızdaki radikal FETÖ'cülerle aynı sofraya oturamayız ve ekmeğimizi paylaşmayız...

Amerika, gözlerden ırak ama Türkiye bir adım ötede...

Bizim kalemiz Ankara'dır, Pensilvanya değil...

Türkiye Cumhuriyeti'ne ve onun devlet kurumlarına dil ve silah uzatanlarla biz dost olamayız.

Meclisimizin tepesine bombalar yağdıracaksın, tüyü yeni bitmiş askerlerimizin alnına kurşun sıkacaksın ve şimdi Bulgaristan'daki düşman medyalara çıkıp ne kadar masum olduğunu, Pensilvanya'daki yaşlı bunağın ne kadar yüce ve akıllı olduğunu anlatacaksın.

Komşu devlet Bulgaristan, bugün sizlere sadece Türkiye Cumhuriyeti düşmanı olduğunuz için kucak açmış olabilir. Yarınki gün, bambaşka fırtına  esebilir...

Türkiye'de yaşayan çifte vatandaşlarını bile bu yaz ülkeye sokmayan aynı bu zihniyet değil mi?

Hani Kapıkule'de yaşlı bacılarımızın baş örtüsüne pis ellerini uzatan kahpe faşistlerin yönettiği aynı ülke.

Bizler ise asla bu ülkenin üvey evlatları değiliz, her ne kadar hanemize bu sıfat yapıştırılmış olsa da...

Zaten vaktinde, bu ülkeye sizleri Amerikan istihbarat birimleri sokmadı mı?

Kendinizi ana vatan Türkiye'nin birer temsilcileri olarak tanıtarak, daha o zaman bizim insanımızı feci şekilde aldattınız ve beş kuruşa sattınız.

Her zaman Amerikan güdümlü oldunuz ve öyle de kalacaksınız...

Hadi diyelim ki, olanlar olmuş ve unutalım, zaten FETÖ kıskacındaki bir çok kardeşimiz henüz bu olayın derinliğini ve karanlığını kavrayamayarak ısrarla okyanus ötesi efendilerine hizmet etmeye devam ediyorlar.

Bir çok göçmen kardeşimiz, İstanbul ve İzmir'de FETÖ yuvalarında "sağlam hizmet eğitimi" gördükten sonra, şimdilerde Sofya ve Filibe gibi büyük kentlerde küçük veya büyük ölçekli işletmelerin resmi sahipleri gözüküyorlar.

Gerçekte ise, bu işletmelerin sahibi FETÖ ve sağlanan kazancın aslan payı kimin cebine girdiği belli oluyor.

Ne ilginçtir ki, bu sahte "patronların" çoğu bilinçli şekilde Hristiyan Bulgar kızlarıyla evlendirilmiş ve doğan çocukları dilimizi bile bilmiyorlar...

Pensilvanyalılar ise bizlere dinden ve imandan bahsediyorlar.

Bilmem, bu kahpece aldatılmış gençlerimiz ne zaman izledikleri yanlış yoldan geri dönecekler...

Geçenlerde de yazmıştık, bizim medya cenahında son yıllarda bir "haberci" medya furyası aldı başını gitti. Herkes aynı şapka ve parola altında yazıyor. Genelde çoğu başka medya ve ajansların hazır yazılarını kullanıyorlar. Hatta, Anadolu Ajansı'nın bültenlerinden bile yararlanıyorlar. İntihalin diğer adı ise sahtekarlık ve hırsızlıktır...

Gelelim asıl mevzuya. Bahsettiğimiz Bulgaristan menşeli "habercilerin," USA menfaati ve yararı için çalıştıklarını açıkça belli.

Şimdi, bunu nereden mi çıkarıyoruz? Kısaca anlatayım.

Bulgaristan'daki FETÖ terör örgütünün yapılanma süreç başlangıcı olarak, onların gazetesinin ilk sayısının çıktığı dönemi gösterebiliriz.

O dönemde bizler henüz bu gazetenin Türkiye devleti tarafından çıkarıldığını zannederken ve sevinirken, meğer, bu işin arkasında kahpe Yankiler duruyormuş...

Zaman içinde, din ve iman sevgisini kastederek bizim iş adamlarımızın, politikacıların ve öğrencilerimizin arasına sızmayı başardılar. Bir sürü gencimizi, Türkiye'de ve başka devletlerdeki FETÖ okullarına gönderdiler. Oralarda onların beyinlerini güzelce yıkayarak tamamen devşirmeyi başardılar.

FETÖ için Bulgaristan, sınır konumu itibari ile çok önemli ve vazgeçilmezdi.

Ayrıca karşılarında kanlı komünist rejimin pençesinden yeni kurtulmuş, okullarda ve toplumda birer ateist olarak yetiştirilen bir Türk etnosun bireyleri duruyordu.

Belki de, bundan dolayı, bu ülkede kurulan gizli istihbarat ve terörist örgütlenme henüz tamamen bertaraf edilmiş değil.

Şimdilerde ise sosyal medyada pek aktifler. Gizli ve sahte profillerle, kendilerini kamufle ederek gece gündüz sanalda cirit atıyorlar ama kendilerini deşifre etmek için fazla uğraş vermeye değmez...

Bulgaristan'daki Türkleri manipüle etmekten ziyade, sosyal medya aracılığı ile, Türkiye'deki bazı genç göçmenlere olta atmayı deniyorlar ama işi o kadar gizli ve profesyonelce yürütüyorlar ki, kimse FETÖ'nün elinde bir oyuncak haline getirildiğini anlamıyor ve tepki gösteremiyor.

FETÖ'nün "F'sini" bilmeyenlere, apaçık ileriye dönük Türkiye karşıtlığı aşısı yapılıyor...

CİA'nın gücü biliniyor, fakat unutulmasın ki, dünyada bir de güçlü ve hiç uyumayan Türk istihbaratı var.

Bahsettiğim bütün FETÖ medyalarını, sanal site ve grupların isimlerini hiç zikretmeye değmez. Burada boşuna reklamlarını yapmış olurum. Zaten hepsi biliniyor ve gereken merciler tarafından sıkı takip ediliyorlar.

Bulgaristan'daki Türk toplumu ve göçmen camiası fertleri çok uyanık olsunlar, artık düşmanını ve dostunu ayırt etmesini öğrensiler. Sonuçta cahil bir toplum değiliz...

Bulgaristan'da artık Zaman gazetesi çıkmıyor diye söz edenlere de bir ikazım olacak. İnsanları yanıltmayı bırakınız!

Madem ki, gazetenizi kapattınız, o zaman Bulgaristan PTT'sinin gazete ve dergi abonmanlık bülteninde neden Zaman gazetesinin adı geçiyor? Demek ki, sessiz sedasız gizli abonmanlarınıza medyanızı ulaştırmaya devam ediyorsunuz...

Mümin TOPÇU