AMCAMIN AİLESİ NASIL YOK OLDU

Daha 1972 yılında, Smolyan bölgesindeki Pomakları kışkırttılar ve onları ağır baskılarla yıldırarak, zorunla isimlerini değiştirdiler. Kardeş kardeşi biri birine düşürdüler. Benim öz amcam , meşhur bir Smolyan imamının damadıydı. Keşke olmasaydı! Pomak asıllı bir kadınla evlenmişti ve bundan dolayı daha sonraki yıllarda onun beş çocuğunun isimleri değiştirilmişti. Bu beş kardeş, daha küçük yaşlardan itibaren çeşitli spor branşlarıyla uğraşıyorlardı ve bayağı yüksek başarılara ulaşmışlardı. Bu isim değiştirme olayından sonra, girdikleri her ortamda inanılmaz bir ayrımcılıkla karşı karşıya kalmaya başlamışlardı.

AMCAMIN AİLESİ NASIL YOK OLDU

Daha 1972 yılında, Smolyan bölgesindeki Pomakları kışkırttılar ve onları ağır baskılarla yıldırarak, zorunla isimlerini değiştirdiler. Kardeş kardeşi biri birine düşürdüler. Benim öz amcam , meşhur bir Smolyan imamının damadıydı. Keşke olmasaydı! Pomak asıllı bir kadınla evlenmişti ve bundan dolayı daha sonraki yıllarda onun beş çocuğunun isimleri değiştirilmişti. Bu beş kardeş, daha küçük yaşlardan itibaren çeşitli spor branşlarıyla uğraşıyorlardı ve bayağı yüksek başarılara ulaşmışlardı. Bu isim değiştirme olayından sonra, girdikleri her ortamda inanılmaz bir ayrımcılıkla karşı karşıya kalmaya başlamışlardı.

   Türk adı taşıdıklarından dolayı, kendilerine Olimpiyat Oyunları'na katılma imkanı tanımamıştı. Bu işin aslını öğrenmek için, amcam bir gün çocuklarını da yanına alarak, Nüfus Müdürlüğü'ne gidiyor. Müdür bey, kendisine çocukların istikbali ile oynamamasını tembihliyor. Oğlu, babasının gözlerinin içine bakarak, mutlaka Olimpiyat Oyunları'na gitmek istediğini izah ediyor. Çocuklarının ısrarlarına dayanamayan acılı baba, en sonunda onların isteğine boyun eğmeye mecbur kalıyor. Zaten kayınpederinin de daha önceden iki ismi olduğu ortaya çıkıyor. İmam efendinin oğlu, dokuz yabancı dil biliyormuş. Bazen Todor Jivkov'un tercümanlığını yapıyormuş ve despotik komünist rejimin sadık elemanıymış...

   Amcamın çocukları, yaz tatillerini bizim Türk köyümüzde geçiriyorlardı ama dilimizi bilmiyorlardı. Rahmetli ninem, öz torunlarıyla konuşamıyordu. Hiç durmadan oğluna, köyüne geri dönmesini tavsiye ediyordu. Torunlarının, bile bile Bulgarlaşmasını asla hazmedemiyordu. Çok üzücü bir olaydı. Amcam, bu devleti ben mi düzelteceğim deyip duruyordu ama onunda üzüldüğünü seziyordum. Smolyan'daki aile düzenini, işini ve gücünü bırakıp, köy hayatına dönmek istemiyordu. Böylece bir nesil kayboldu, arkasından ikincisi, üçüncüsü...

    Şu an amcamın çocuklarının nerede olduklarını ben bilmiyorum. Onların izlerini tamamen kaybettik. İsimlerini bile bilmiyoruz. Beş kardeşten hiç biri Türk asıllı birisiyle evlenmedi. Tamamen Pomaklara ve Bulgarlara karıştılar. Amcamın tek oğlunun hanımı, kendisi çok ünlü bir Bulgar balerin, kocasının Türk olduğunu bile bilmiyordur ama sonuçta o Türk kanı taşımakta...

   Duyduklarıma göre, günün birinde amcamın bazı kızları ve torunları isyan etmişler. Amcamın Pomak asıllı hanımından, kendilerini neden Bulgarlaştırdıklarını ve özlerinden kopardıklarının sorgulamışlar. Bu baskılara dayanamayan kızlarından birisi intihar etmiş.  Böylece bir aile yok olup gitti ve beş Türk evladı, köklerinden koparılarak, kendi kimliklerinden uzaklaştırıldılar...


Fatme ÖZTÜRK

Bakmadan Geçme