Ahmet Türkay: BAHAR GÖZLÜ KIZ

*** O, duygularımın, düşüncelerimin bir bileşiğiydi onu özlemek ya da düşlemek, ibadet etmek kadar kutsaldı benim için. Onsuz günler, geceler inadına uzuyor, zamanın ruhu, kalbi sanki duruyordu.

Ahmet Türkay                        

                    BAHAR GÖZLÜ KIZ
 
"...Şu an yerde değil, havadaydım. Uzayın derinliklerine açılmaya, yeşil gözlü kızın geldiği gezegeni bulmadan dönmemeye kararlıydım.
Bahar Gözlü Kız’ın apak, nazik elinin değdiği, bana hediye ettiği mendile getirip sığdırmıştım ben uzayı, mendilin katları açıldıkça onun gizinin de çözüleceği kanısını yaşıyordum.
Sonsuz evren şimdi avuçlarımın içindeydi, ne yazık, yeşil gözlü kız yoktu.
Ben mendilin katları arasında geldiği gökadasını ararken, o kaşla göz arasında sırra kadem basmıştı.
Gelmiş geçmiş dünya güzellik kraliçelerinin topu gelse, Bahar Gözlü’nün eline su dökemezlerdi.
Yaratan onu yaratırken tüm ustalığını, varını yoğunu dökmüş, her göreni cin gibi çarpıyordu.
Bana öyle geliyordu ki yıldızlar onun için parlıyor, tan onun için söküyor, güneş onun için doğuyordu.
O, duygularımın, düşüncelerimin bir bileşiğiydi; onu özlemek ya da düşlemek, ibadet etmek kadar kutsaldı benim için.
Onsuz günler, geceler inadına uzuyor, zamanın ruhu, kalbi sanki duruyordu.
Kimi kendimi tutamıyor, bir beceri, hüner ortaya koyuyormuşum gibi ağladığıma sevinerek, içimi çeke çeke hıçkırıyordum..."
 
(Çınarlara Çam Aşısı öykü kitabımın, Bahar Gözlü Kız öykümden.)

Bakmadan Geçme