1. Debreli Asan Efsanesi

'Debreli Hasan' - meşhur bir türkü. Biz bir türkünün ve onun kahramanlarının izini tutalım... Efsaneler ve öykülerle donatılı bir türkü. Kahramanları ve yöresi olağanüstü. Kimi anlatılarda sırlar ve masalımsı düzenlemeler, kimilerinde ise gerçeklerin kıvılcımları dile getirilir...

1. DEBRELİ HASAN EFSANESİ

Oroz Tepe, Irsız Tepe, Valta Düzü, Mal Tepe, Yeni Mahalle Karlığı, Muğla Larlığı, Kısraklı, Taş Boğazı, Kaval Kediği ve Çal Tepe! Yüzlerce kimi yüksek, kimi alçak, kimi sivri, kimi yayık Orta ve Batı Rodoplar Tepeleri! Tümü isimlerini hak etmiş tepeler. Onlar tarihimizi anlatan, anılarımızda acı ve tatlı izler bırakan, yol çatıları olan tepelerdir. Hiçbirinin adı öylesine verilmemiştir. Her ad, kendine mahsus sırlar, olaylar, efsaneler ve türküler ile sarılıdır.

Biz bir türkünün peşine ve izine düşelim.

"Debreli Hasan" - meşhur bir türkü. Biz bir türkünün ve onun kahramanlarının izini tutalım...

Efsaneler ve öykülerle donatılı bir türkü. Kahramanları ve yöresi olağanüstü. Kimi anlatılarda sırlar ve masalımsı düzenlemeler, kimilerinde ise gerçeklerin kıvılcımları dile getirilir...

Gezdiğimiz, dolaştığımız Orta ve Batı Rodoplar ve köyleri; Kara Bulak, Yeni Mahalle, Pletene, Dıbnitsa, Debrane                 ( Debren ), Selçe, Fotan, Menekşe, Uzundere, Naipli, Çavdar Köyü, Borotun, Kısık, Yassı Koru vb. köylerde şu Debreli Asan’ın hikayesini de sorduk durduk.

Kimin nesiymiş Asan dedikleri? Hangi yıllarda gezmiş tozmuş, kimin canına ‘’tak’’ demiş, neden halk ona bu türküleri adamış; Debreli Asan, ‘’Karaca’dan indim’’, ‘’Asan Asan...’’

Yaşlıların anılarını toparlamak istiyoruz. Bu olaylar 1900-1920 yılları arasında gerçekleşmiştir. Rus-Osmanlı Savaşı, kocaman dağı ikiye bölmüş, halkımızı o meşhur Akdeniz kıyılarından ve ticari pazarlarından mahrum etmiştir. Aradan bir sınır geçer ve yollar üstü geçit yerleri muhafaza altına alınmıştır.

Bu arada en zavallı ve aciz durumda halktır. Onun yolunu, eşkıya ve hırsızlar keser, serbest dolaşma imkanı vermezler. Bir taraftan, halktan hudutların böyle gelişigüzel düzenlenmesine karşı çıkanlar oldu diyelim. İşte onların hali yamandır, devlet böylelerine göz açtırmaz. Karşı koyan, kardeşlerine sahip çıkanlar, kendi vicdanından ve yoksa kaderinden dolayı ‘’Balkanı tutanlar’’ ifadesi ile sık sık karşılaşırız...

Debreli veya Debrenli Asan? Anılara göre, kendi Batı Rodoplar eteklerinde bulunan Debrane (Debren) köyünde doğmuş. Çilingir sülalesine mensuptur ve bu tür meslek sahipleri köyden köye gezerek, hem yaşamlarını idame ederler hem ahaliye hizmette bulunurlar. Bazılarına göre, Pomak kökenli olduğu da vurgulanır. Hatta, ninesini bir çilingir Çingene ustası kaçırır ve aile kurar.

Bu halk kahramanının ortaya çıkmasına sebep, Orta Rodoplar halkı arasında dolaşan efsanedir;

Asan’ın sülalesinin fertleri olan çilingir ustaları pazara giderken, defalarca yollarda eşkiyanın saldırılarına uğrar ve onları soyup soğana çevirirler. Kimi paralarına, mallarına ve kuşaklarda dizili kurşunlara el koyarlar. Böyle zengin çilingir malına hiç göz diken olmaz mı?

İlk başlarda tek dolaşan ve baba ticaretine sahip çıkan Asan, zamanla samimi dostlar edinir. Kara Kedi ve Arnavut Asancık, bunlardan ikisidir. Dağlarda dolaşırlar, soygunculuk yapar, zenginden alıp fukaraya dağıtırlar.

Hatıralarda yaşayan iki olay çok ilginçtir ve inandırıcılığa sahiptir.

Debrenli Asan’ın boyu kısa ama aklı bıçak gibi keser ve kimseden korkmaz. Arslan Yürekli lakabıyla anılır. İki Asan’ı ayırmak için, uzun boyluya ‘’Asancık’’ lakabı takmışlar.

Onlar, Trakya ovasından gelen ve Rodoplar’dan Kavala ve Drama dahil baş yolların takipçisiymiş. Yolcuları hırsızlardan ve yankesicilerden koruyorlarmış.

Debrenli Asan’ın kurşunları özel yapılmış. Dedelerinden kalma çilingir ustalığı ile özel dökülmüş ve böyleleri başka kimsede yokmuş. Ayrıca o kurşunların olağanüstü bir sesi varmış. Namludan çıkan kurşunun, değişik bir çınlaması oluşurmuş ve arkadaşları hemen onun nerede olduğunu hiç hatasız tespit ederlermiş. Türküdeki ifade de ‘’At martinini Debreli Asan dağlar inlesin / Drama mahpuzunda Debreli Asan / Kara kedi seslensin’’ böyle bir anlam çağrıştırmaktadır...

Asan, bir defasında hatalı olarak, İsmet çobanı vurur ve öldürür. Askerler de onların peşine düşer ve Kara Kedi’yi tutuklar. Drama mahpusuna atarlar. Halk türküsünde onun idam yeri zikredilmekte.

KARA KEDİ ÇIKTI

"Karaca’dan indi Çındırlı düzüne

Gele gele geldi Valta yerine.

Oralardan çıktı Beylik düzüne

Zaptiyeler düştü onun peşine…"

Bu türkünün sözlerini Kara Bulak, Gövren, Çelikli vb. komşu köylerinde de söylenen beyitlere rastlarız:

"Karaca’dan indim Çındırlı düzüne

Kanım aktı, gitti beyaz bezime

Ocak etrafında Fatma’m dolanı

O çakır gözleri yaşa bulanır.

Çıkma Fatma’m çıkma Drama yoluna

Sevdiceğin gitti kurban adına"

Debrenli Asan ise, 1912’de Pletene köyünde yatsı namazına katılır, orada Bulgar çetecileri camiye kilit vururlar ve tüm erkek cemaati yakılır. Köy hanımlarının kimi öldürülür, kimi can kurtarmak için bayıra-balkana veya Anadolu'ya gönderilir.

Asancık (Arnavut Asan) ise bu uğursuz anda, iki katır ile komşu köyüne bir takım mal taşırmış. Acı haberi, köyden kaçan Sabriye gelininden alır. Gelin, kucağında bir buçuk yaşında çocuğu ile çayırlardaki ot kümelerinde gizlenmiş ve Asancık’a rastlamış. Üç ay (olay Balkan Savaşları günlerinde vuku bulmuştur) boyunca ulu ormanda, yolsuz yerlerde kendilerini gizleyerek, iki katır ile Çelikli köyüne ulaşırlar. Burada Sabriye gelinin babası, Asancık’a açık odayı verir ve halk tarafında köydeş gibi kabul edilir. Sabriye’nin eşi, kayınpederi ve amcaları o akşamı camide hayatlarını yitirirler. Küçük bir çiftliği andıran bu köyü kimse ne arar ne tarar. Asancık da birkaç yıl burada barınır ve kimi mal taşır, kimi köylüye yardımda bulunur.

Çal tepe denilen Fotan-Dövlen arası, Bizans zamanından kalan yolüstü bir yerdir. Buradan geçen Asan’a, yıllarca onun izini süren bir Bulgar, pusu kurar ve onu bıçaklar. Asan sürüklene sürüklene Çelikli köyünün Kara Çam denilen mevkine ulaşır ve bayılıp yere yığılır. Köpeklerin havlaması halkı yanına getirir. Asancık, orada canını teslim eder. Halk onu tımar eder ve onun yaptığı iyiliklere karşı bir türkü düzenler;

ASAN ASAN

"Asan Asan garip Asan ne yatırsın yol üstüne,

ne yatırsın yol üstüne, ne yatmassın yol altına

Ne yatmayın yol üstüne, on yedi yerde yaralıyım,

On yedi yerde yaralıyım, on sekize parçalıyım.

Arabacı ey taligacı, ol sen bana bir kiracı

Bindir beni taligaya aşır beni İstanbul’a.

İstanbul’a baş doktora bulsun benim çareyimi

Asan Asan garip Asan, senin çaren kara yerde

Döşeğin olsun kara toprak, yastığın olsun mezar taşı,

Örtün olsun dürüst tahta, arkadaşın dokuz melek."

Aslında Asancık, kendini gizlemek için ismini Arnavut olarak bildirmiştir ve bu lakabı ile köyde toprağa verilmiştir. Olay 1930’lu yıllarda olur ve halk, onu ebediyete kavuşturmak için bu türküyü düzenler. O, Debrenli Asan’ın öz arkadaşı ve habercisiymiş. Debrenli Asan’ın halinden çok az insan haberdarmış. Kimine göre onu da pataklarlar, kimine göre de kaybolur gider. Oysa, Pletene köy camisinde sonu gelir.

Bu iki Asan'lar halkın ileri gidenleridir ve yolsuzluklardan koruyucularıdır. O yıllarda hayduklar, yankesiciler, hele yeni Bulgar çetecileri, dağ ve ormanları, köy ve çiftlikleri darmadağın ederlermiş.

Günümüze dek miras kalan Debrenli Asan’ın türküleri ve onların versiyonlarıdır;

DEBRELİ ASAN

( Karabulak Köyü Versiyonu )

"Kaval kediğinde Debreli Asan, pusu kuruldu

Pusunun içinde Debreli Asan, Kara kedi vuruldu

At martinini Debreli Asan, dağlar inlesin

Dağlar inlemeden Debreli Asan, yârin dinlesin

Mezar taşlarını Debreli Asan, koyun mu sandın

O garip çobanı öldürmek Asan, oyun mu sandın

Drama Köprüsünü Debreli Asan, gece mi geçtin

Kurşun paresini Debreli Asan, şinikla ölçtün

Drama’nın Köprüsü Debreli Asan, seksen direkli

Siz üç kardeşsiniz Debreli Asan, sensin aslan yürekli."

AT MARTİNİ

( Küçük Köy, Fotan ve Çelikli Köyleri Versiyonu )

"At martinini bre Debrenli Asan karşıki dağlara

Martin de kurşunsuz işlemez Asan mor çuha şalvara

Çak martinini bre Debrenli Asan dağlar innesin,

Drama mapuzunda Debrenli Asan Kara Kedi seslensin

Drama yolları bre Debrenli Asan engin mi sandın

Şu fakir İsmeti Debrebli Asan zengin mi sandın

Mezar taşını bre Debrenli Asan koyun mu sandın

Adam öldürmeyi Debrenli Asan oyun mu sandın

Kurşunun sesi bre Debrenli Asan çınladı öttü

O kafir adamlar Debrenli Asan peşine düştü"

Daha nice nice Asan’lar, Mehmet’ler, Bilal’ler vb. bu yörenin halkına kol kanat germiş, ağır zamanlarda dayan destek olmuştur.

Rodoplar ve Batı Trakya halkının geçim koşulları dikkate alınmaksızın düzenlenen hudut sınırları, insanlarımızın bir çok hususlarda elini kolunu bağlar. Haksızlıklara karşı bu yörede Osmanlı döneminde de cesur ve halkın yararına insanlar çıkmıştır. Tokatçıklı Süleyman, Mehmet Sinap, Salih Ağa vb. tarihe mal olmuşlardır. Asancık, Debrenli Asan, Kara Kedi ve Kara Bilal vb. türkülerin ve efsanelerin kahramanlarıdır. Böylece onlar halkın belleğinde ve folklorunda ölümsüzlüğe kavuşmuşlardır...

Emel Balıkçı ŞAKİR,

Çelikli / Filibe

Not; Bu türkülerin Türkçe söylenmesi, Pomaklar arasında 1912’den sonra yasaklanmıştır. Orta ve Batı Rodoplar halkının bazı köyleri karışıktır. Bu köylerde eskiden Türk ve Pomaklar beraber yaşamışlardır. Bu gerçeği, o yıllarda Bakan olan Atanas Burov da gezi notlarında kayda almıştır. Örneğin; Selçe köyünden 1920'li yıllarında geçerken, 84 Türk sülalesinden söz ediyor ve bir köylüyü, tercüman olarak yanında bulunduruyor. Şu an aynı köy Pomak köyü sayılır ve orada 1930'lu yıllarında Türkçe konuşmak tamamen yasaklanır. Türkçenin türküsü de, anısı da böylece Bulgarlaşır...

Bakmadan Geçme