Deliorman'da Türk Halk Müziği Nağmeleri -

Deliorman'da Türk Halk Müziği Nağmeleri


 

Bu yıl Temmuz ayının ilk haftasını eşim ve ağabeyim Dr. Ahmet Cebeci'yle beraber Silistre’deki fakirhanemizde (bağ evimizde) geçirdik.

Kâh bağ çapaladık, kâh sebze suladık, kâh yürüyüşler ve dost ziyaretlerinde bulunduk. Hacıoğlu Pazarcik'in (Dobriç ) Soyaklı köyünden arıcı dostumuz ve kültür adamı Gürsel Kırnak kardeşimizle görüştük. Zaman zaman Silistre Türk aydınlarıyla kahve sohbetlerinin tadına vardık.

Ancak en önemli ziyaretimizin Akkadınlar ( Dulovo ) ilçesine bağlı Kızılburun ( Ruyno ) köyünde gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Nedeni de burada bir Türk halk müziği şenliğinin yapılmakta olmasıydı.

Silistre’de Telenor operatörünün hatları halâ oturmamış olduğundan, dostumuz Naim Bakoğlu’na telefonla ulaşamayınca, ağabeyimle ikimiz soluğu Kızılburun'nun Ayazma denen vadisinde aldık.

Türk müziği nağmeleri ayyuka çıkıyor, vadiyi inletiyordu. Ancak katılımcıları getiren araçların sayısı beklentilerimizin çok altındaydı. O nedenle arabamızı da kolayca park edebildik.

Festival başlamış ve bütün hızıyla devam ediyordu. Duvar gibi dik Ayazma kayasının tam da dibine kurulmuş olan sahnede iki sunucu, çeşitli yerlerden gelen folklor gruplarını sahneye davet ediyorlardı.

Biz de bir kenardan diğer dinleyiciler gibi sahnede olup biteni izlemeye başladık. Geldiğimizi fark eden Varna Sabahattin Ali Okuma Evi başkanı değerli dost Rüstem Aziz, büyük bir nezaketle bizi resmi konukların masasına davet etti.

Artık programı daha iyi izleyebiliyor ve kendisinden de etkinliğe dair bilgi alabiliyorduk. Yanı başında Bulgaristan’ın yegâne Mevlevî semazeni Filibeli Bulgar Vasil Tosev oturuyordu. Bahaneyle onu da daha yakından tanımış olduk. Sanatçı adı ise Derviş Veli imiş. Biz iki kardeş hasbelkader müzikle ve edebiyatla uğraşan, 50 küsur yıldan beri Deliorman Türk Halk şiirini araştırıp derleyen kişileriz. Deliorman ve Dobruca Türk halk müziği eserleri söylenen şölen ve gösterileri büyük bir merakla izleriz.

Sahnede kişisel ve toplu olarak sunulan eserlerin kökeni bizi çok ilgilendiriyordu. Bulgaristan Türklerinin geçen yüzyıl sonunda geçirmiş oldukları hayatî ve kültürel serüvenlerden sonra türkülerimizi geleceğe taşıyan halk müziği icracılarını görmek ve seslerini dinlemek gönüllerimizi sevince gark ediyordu.

Bu güzel şenliği Akkadınlar Belediyesi geleneksel hale getirmiş olup, Bulgaristan Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı'nın destekleriyle gerçekleştiriyordu. Sahnenin arka duvarında yer alan levha da bunu gösteriyordu: DULOVO BELEDİYESİ TÜRK FOLKLORU BÖLGESEL GÖSTERİSİ.

Bir ilçe belediyesinin organize ettiği, bu önemli etkinliğe bütün Kuzeydoğu Bulgaristan illerinden Türk halk müziği grupları ve icracıları katılıyordu. O nedenle de bütün programlarda kısaltmalara gidilmiş, bütün katılımcı grup ve kişilerin sahneden geçmesine imkân sağlanmaya çalışılıyordu. Hatta, Türk müziği gruplarından başka Yunan, Roman etnik gruplarının temsilcilerine de sahne alma imkânı verildi.

Kızılburun köyü gösterisine Silistre, Dobriç, Varna, Şumnu, Razgrat, Tırgovişte ve Rusçuk illerinden olmak üzere 37 folklor grubunun ve 500 dolayında amatörün katıldığı söylendi.

Demokrasiye geçiş döneminde, büyük küçük, bütün Türk köylerinde Türk Halk Müziği gruplarının kurulmuş olması, eski amatörlerin yanı sıra genç yeteneklerin yetişmesi, bizleri sevindiren başarılardır. Müzik kültürü halkların ruhuna ilâç gibi gelir ve ait olduğu halkın manevî varlığını sürdürmesine büyük katkı sağlar.

Sahnede seyrettiğimiz gruplardan Varna Türk Kültür Derneği Türkü Grubu, bağlamacı Kâmil Mehmet ve çocuk yaştaki ritimci oğlu ustalıklarıyla alkış toplamışlardır. Bu grubun yönetmeni İsmail Şükrü, Kurucu Başkan Rüstem Aziz ve şimdiki başkan Fevziye Hasanova’nın katkıları övgüye layıktır.

Sevar köyünden gelen türkü grubu milli kıyafetleri ve sergiledikleri türkü ve icralarıyla hemen dikkat merkezi olmuşlardır.

Gösterinin en genç ve çok ümit vaat eden gruplarından biri, Usulköy'den ( Sekulovo ) köyünden Teşrife Harun’un yönettiği türkü grubudur. Usulköylüler bir de Hint dansı sergilediler. Bu grubun orkestrasını oluşturan Ömer Ferhadoğlu, aynı zamanda yılların mahalli ses ve saz sanatçısıdır. Bunu bireysel olarak çalıp söylediği türküyle de göstermiştir.

Balabanlar ( Zlatoklas ) Türkü grubu güzel sesleriyle dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.

Etkinliğin ev sahibi durumundaki, Kızılburun amatörleri, yaşlılar ve gençler grubu olmak üzere iki grup hazırlamışlardı. Müzik yönetmenleri Zihniş Hasan, büyük bir türkü birikimi olan, kaynaklık yapacak kapasiteye sahip bir amatör. Grubun usta bağlamacıları Zeyhan ve Ceyhan kardeşler de ekibin başarısında önemli rol oynuyorlar.

Hebipköy’den gelen türkü grubu da güzel türküleriyle gönülleri okşadı.

Akkadınlar kasabasında birkaç ekip çalıştığı halde katılan sadece mahalli saz ve ses sanatçısı Erol Ekiz oldu. Yıllardan beri sazı ve sesiyle, bu civarda anılmış olan Erol, seslendirdiği “Karşı yakaya geçeli/ Atlara yonca biçelim” türküsüyle rastgele bir müzisyen olmadığını bir kez daha kanıtladı ve alkış topladı. Erol, civar köylerdeki amatör gruplarına da yardımcı oluyor.

Her etkinlikte olduğu gibi bu etkinlikte de kusurlar vardı. Ama bizim amacımız kusur bulmak değil, hiç olmazsa düşüncelerimizle katkı sağlayabilmek. Daha yukarıda belirttiğimiz gibi 500’ün üzerinde amatör katılmış bu etkinliğe. Uzak uzak yerlerden gelmişler. Böyle büyük bir etkinliği izleyenlerin az oluşu neyle açıklanabilir?

Bence katılım kapsamını küçültmek gerekir. Gelenekselleşmiş olan bu etkinliğe sadece Akkadınlar bölgesinden ekipler ve icracılar katılmalı. Festivale bir yarışma havası verilmeli. Derece alanlara plaket hatta parasal ödül verilmeli. Dereceye girememiş olanlara katılım belgeleri sunulmalı. Şenliğe daha çok izleyici çekmek için iyi çalışılmalı. Bu ilçenin bir kültür bayramı haline getirilmeli. Bölgesel gösterilere ise sadece derece almış olanlar gitmeli.

Akkadınlar Belediyesi'nin halk müziği alanındaki çalışma örneği, başka ilçe belediyelerinde de uygulanmalı.

Rastgele izlediğimiz bu Türk halk müziği şenliği bizi derinden etkilemiştir. Bir vakitler bizim kuşakların çınlattığı sahnelerin, tekrar Deliorman ve Rumeli türküleriyle genç kuşakların doldurulmuş olması, türkülerimizin aynı merak ve şevkle okunmaları bizleri çok sevindirmiş ve gururlandırmıştır.

Ne mutlu ki, halk türkülerimize böylesine gönül verenler, onları böylesine istekle ve sevgiyle yaşatanlar var. Bu sanatsever kardeşlerimize selam ve sevgilerimizi gönderiyoruz...

YAZIYI PAYLAŞ!