Sivil İtaatsizlik, Başı Bozuklar

*** Milyonlarca insan burnunun ucunu çıkarmadan, dünyanın her yerinde evlerinde otururken, benim güzel ülkemin sorumsuz insanları, acaba neden bu kadar kurallara aykırı davranıyorlar? *** Sahi sözlüklerimizde sevgi, saygı, adabı muaşeret gibi sözcükler vardı. Tüm uyarılara rağmen, hiç sebepsiz, sadece canları öyle istediği için sokaklara dökülenler, evlerinde buluşanlar, sanıyorum o sözcükleri unutmuş görünüyorlar.

PAYLAŞ

Yazdığım zaman bazı arkadaşlarımın hoşuna gitmiyor. Ama milyonlarca insan burnunun ucunu çıkarmadan, dünyanın her yerinde evlerinde otururken, benim güzel ülkemin sorumsuz insanları, acaba neden bu kadar kurallara aykırı davranıyorlar?

Son yıllarda memlekete gittiğimde, küçük büyük kural ihlalleri gördüğümde uyarırım. Ama yeni, bir davranış ve cevap türemiş. hep bir ağızdan verdikleri cevap, "kurallar çiğnenmek içindir! " oluyor. Kanunsuz, kuralsız yaşamak bir kabile devletinde bile mümkün olamazken, benim 80 milyonluk nüfusa sahip ülkemde nasıl birden bire mümkün olabildi?

Her vatandaşın başına bir polis dikemeyiz. Hoş artık kural tanımayanlar polislere de saldırıyorlar. Pazar günü sokağa çıkma yasağının devam ettiği saatlerde kadınlı erkekli kalabalık bir grup, parklara çıkmışlar. Sosyal mesafeyi hiçe sayarak, neşe içinde eğleniyorlar. Polisler gelip dağılmalarını ve yasağı hatırlatınca grup polislere saldırmaya başladı. Bellerinde silahları olan polisler tekme tokat dayak yedikleri halde silahlarına davranmadılar. Mahalle halkı polisten yardım istedi. Gelen Yunuslar arkadaşlarını kurtarabildiler.

Bu itaatsizliğin cesaretini nereden alıyorlar acaba? Nasılsa yapanın yanına kaldığı sistemden. Çok büyük suçlar ve suçlular varken, bir kaç çoluk çocukla kim uğraşacak? Ama kazın ayağı öyle değil. Damlaya damlaya göl olduğu gibi, küçük suçlar, büyük suçlara zemin hazırlıyor.

Yıllar önce İngiltere de konsolosluk yapan bir arkadaşım vardı. Oraya gittiğinde İngilizlerden duyduğu Türkçe bir söz dizisine çok şaşırmış. Hiç İngilizceye çevirmeden, dosdoğru Türkçe olarak, "başı bozuk" diyorlarmış. İtaatsiz, bozguncu, ipe sapa gelmez, toplum ve kural tanımaz insanlara Osmanlı da başı bozuk deniyormuş.

Benim çocukluğumda büyüklerimizden duyardık. Geldiğimiz bu yıllarda Osmanlı özentimiz tavan yapmış her gün biraz daha yükseliyor. Osmanlı'nın idarecileri saraylarda otururken, ülkede başı bozukluk almış başını gitmişti. Kimse kural tanımıyordu. Alt katmanlarda başlayan başı bozukluk, virüs gibi Osmanlı'nın her yanını sardı ve sonumuz malum.

Bu gidişat hiç iyi değil. Bir yerden başlamak gerekir. Sahi sözlüklerimizde sevgi, saygı, adabı muaşeret gibi sözcükler vardı. Tüm uyarılara rağmen, hiç sebepsiz, sadece canları öyle istediği için sokaklara dökülenler, evlerinde buluşanlar, sanıyorum o sözcükleri unutmuş görünüyorlar.

Unutmamışlarsa, toplumun virüsü olan sivil itaatsizlik ile milyonlarca insanın hayatını tehlikeye atıyorlar.

Sabriye CEMBOLUK

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN