Selamlar Köyü Macurları

*** Birinci Dünya Savaşı'nda Selamlar köyünü kuranların çocukları ve torunları askere alınmışlar ve birçok cephede savaşmışlar. Çanakkale Cephesi savaşlarında Selamlar köyünden otuz beş ( 35 ) genç şehit olmuş.

PAYLAŞ

Selamlar köyü, Ankara - İstanbul D 100 kara yolu üzerinde Gümüşova- Düzce'ye bağlı, 1893 yılında Bulgaristan'ın Burgaz Vilayeti Karnıabat (Karnobat ) Kazası Taşlık ( Kamenyak); Ruen Belediyesi Urupça       ( Rupça ), Fektaşlı köyleri ile Filibe vilayeti Sadova Belediyesi Kasımçı - Kasımlar ( Mominsko) köylerinden göç edenler tarafından kurulmuş bir göçmen ( macur )köyüdür.

Doksanüç Harbi'nde Karnobat Kazasının ova köyleri göç etmişler. Sadece dağlık bölgenin  köylüleri kalmışlar. 1878 yılında, Berlin Kongresi kararlarına göre, bu köyler Doğu Rumeli Vilayeti'nde kalmışlar.

1885 yılında, Doğu Rumeli Bulgaristan'a katılmış. Zamanla sıkıntılar artmış, eşkiya Türk köylerini basıp yağmalamış. Eşkiyanın Taşlık köyüne baskın yapacağını haber alan İbram Ağa ve arkadaşları gereken önlemleri almışlar. Eşkiya ile çatışma olmuş, onlara yol göstereni pusuya düşürüp öldürmüşler. İşte bu olaydan sonra köyden göçler başlamış.

Selamlar köyüne ilk gelenler dokuz ( 9 ) hane imişler. Taşlık köyünden İbram Ağa, Hasan Ağa, Osman Ali ve Nasuf Dayı. Urupça'dan Köle Osman, Akbıyık Ahmet. Kasımçı köyünden Boylu Hüseyin                        Ali ( "Selamlar" kitabının yazarı Recep Kırıkçı'nın annesinin babası), Haşim Dayı ve Ahmet Hoca.

Bunlar Selamlar köyünün kurucuları, bir yıl sonra Taşlık köyünden Kara Osman, Kel Mustafa, Hacı Bekir ve Kasımçı köyünden Kara Ahmet gelince 13 hane olmuşlar.

Köy resmi kayıta geçmiş ve muhtarlık verilmiş. Daha sonra gelenler olmuş ve köy nüfusu otuzüç ( 33 ) haneye ulaşmış. On yedi ( 17 ) hanesi Taşlık köyünden, onüç ( 13 ) hanesi Kasımçı köyünden, beş ( 5 ) hanesi Rupça'dan, iki hane (2) Fektaşlı'dan ve bir (1) hane Selanik göçmeni imiş.

Köyün adı İbram Ağa köyü olmuş. Birinci Dünya Savaşı'nda Selamlar köyünü kuranların çocukları ve torunları askere alınmışlar ve birçok cephede savaşmışlar. Çanakkale Cephesi savaşlarında Selamlar köyünden otuz beş ( 35 ) genç şehit olmuş. Savaşa katılan üç kardeşten Emin ve Hasan şehit olmuşlar, İbrahim, sağ olarak evine dönmüş. Hanife kadının oğulları Hüseyin Ali ve Mehmet, Nasuf oğlu Hasan ve Yusuf, Boylu Hüseyin Ali ve oğlu, Adem oğlu Yunus ve Üzeyir, Ahmet oğlu Hüseyin ve Veysel. Diğer hanelerin her birinden şehiter var. İstiklal Savaşı'na Selamlar köyünden dört er katılmış. 18 temmuz 1934 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Paşa Ankara'dan İstanbul'a yolculuk esnasında Selamlar köylüleri Gazi Paşa'yı köy meydanında karşılamışlar, kendisine ve refakatinde olanlara ayran ikram etmişler. Köylülerle sohbet esnasında köyün adını sormuş. Daha sonra köyün yakınında olan tepenin adını sormuş. Köylüler Sağmallık deyince, sizin köyün adı Selamlar olsun demiş. 18 Temmuz 1981 yılından itibaren her yıl bu tarihte Selamlar köyünde Ayran bayramı kutlanırmış, şenlikler yapılır, gelenlere ayran ikram edilirmiş ve Gazi Mustafa Paşa Atatürk anılırmış.

Bu yıl Korona Virus salgınından dolayı bayram kutlamaları iptal edilmiş. Atatürk, yine anılmış. Turgut Özal başbakan olduğu dönemde, 29 Temmuz1985 yılında Ayran Bayramı şenlikleri esnasında Selamlar köyünü ziyaret etmiş ve köylülerin heycanını paylaşmış. Köyün şeref defterine şunları yazmış.

,,Büyük Atatürk'ün 51 yıl önce ziyaret ettikleri Düzce Selamlar'ı, bugün ziyaret etmekten ve vatandaşların bana gösterdikleri sıcak alakadan fevkalade memnun oldum. Şukranlarımı ve sevgilerimi sunuyorum! Turgut Özal, Başbakan"

Dokuz ( 9 ) hane Bulgaristan göçmeni tarafından Selamlar köyünün ilk temel taşının koyulmasından 127 yıl geçmiş.

Bir zamanlar 33 haneden ibaret olan Selamlar köyünde, bugün 190 hane ve 900 nufus yaşamakta.

Selamlar Anadolu'nun çağdaş ve modern köylerinden biri olmuş. Benden ve dostlarımdan bir zamanlar Selamlar köyünü kuran Bulgaristan göçmenlerinin (macurları) torunlarına selamlar olsun.

"Selamlar" kitabının yazarı Sayın Recep Kırıkçı Beyle, 1993-1994 yılında Kartal Semiha Şakir Lisesi'nde beraber öğretmen idik. Bir çok sohbetlerimiz oldu. Dedelerinin Bulgaristan göçmeni olduğunu söyledi ve bana kendisinin yazdığı "Selamlar" kitabını hediye etti. Onun kitabı vasıtası ile değerli dostlarımı Bulgaristan Türklerinin tarihi geçmişinin bir parçası ile tanıştırmış olduk.

Burada sayın Recep Beye selamlar ve teşekkürler.

Tahsin HÜSEYİNOV

 

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN