SADIK AHMET BİLE KAHRINDAN AĞLIYORDUR…

Başka bir konuya parmak basıyorum. Batı Trakya'daki geleneksel Sadık Ahmet'i anma törenleri geldi geçti. Bunlara Bulgaristan'dan ve Türkiye'den katılan kardeşlerimiz de oldu. Bizim için Nuri Adalı, Osman Kılıç, Hüsnüye Abla, Saatçi Ömer, Türkan Bebek, Avni Veli, Sabri İskender ve daha onlarca isimli veya isimsiz kahramanımız neyse, Batı Trakya'daki kardeşlerimiz için de Sadık Ahmet aynı mertebededir. Bizimkilerden daha büyük bir kahramanlığı yok kendisinin...

PAYLAŞ
Misyon Gazetesi -

SADIK AHMET BİLE KAHRINDAN AĞLIYORDUR…

Başka bir konuya parmak basıyorum. Batı Trakya’daki geleneksel Sadık Ahmet’i anma törenleri geldi geçti. Bunlara Bulgaristan’dan ve Türkiye’den katılan kardeşlerimiz de oldu. Bizim için Nuri Adalı, Osman Kılıç, Hüsnüye Abla, Saatçi Ömer, Türkan Bebek, Avni Veli, Sabri İskender ve daha onlarca isimli veya isimsiz kahramanımız neyse, Batı Trakya’daki kardeşlerimiz için de Sadık Ahmet aynı mertebededir. Bizimkilerden daha büyük bir kahramanlığı yok kendisinin...

Bizler, neden bütün şehit ve gazilerimize karşı, en az Sadık Ahmet’e gösterilen sevgi, saygı ve hürmeti ihmalkar ediyoruz? Bulgaristan’daki Türklerin milli kahramanlarının fazlası var ama herhangi bir eksikliği bulunmuyor, hatta bazılarının daha fazla meziyetleri mevcut. Bir Saatçi Ömer’in mezarı bugün otlara bürünmüş. Başında ne çelengi var, ne de dua edeni! Yakınlarını hesaba katmazsak, toplu halde ne ziyaret edeni var, ne de bir dua edeni. Hatta, Saatçi Ömer’in kim olduğunu bile bilmiyoruz!  Bunu neden yapıyoruz, biliyor musunuz? Katilleri aranıp bulunmasın diye! Nuri Adalı’yı komünistler öldürmeye cesaret edemedi, kendisini saygıdan Bay Nuri olarak anıyorlardı ama içimizdeki faşistler sayesinde, bu kahramanımız kahrından mahvoldu gitti. Hüsnüye ablayı yalnızlığa ve ölüme yine biz sürüklemedik mi? Ya Avni Veli’nin kabri nerede olduğunu bilen var mı? Biz öncelikle kendi kahramanlarımıza, şehitlerimize ve gazilerimize sahip çıkalım, daha sonra sıra diğerlerine de gelir. Makaz yolu kenarında yatan Saatçi Ömer’in mezarı başına bir kırmızı karanfil dahi bırakmayacaksın ama sınırı aşıp Sadık Ahmet’in anıtına demet demet çelenkler dizeceksin. Burada güdülen tek maksat reklam ve gösteriş. Objektivin kapsama alanına girebilmek. Bilin ki, Sadık Ahmet bile bu sorumsuzluğumuzdan dolayı kabrinde ağlıyordur...

Mümin TOPÇU

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN