'Her şey boş, bomboş, bomboş!'

Mucize çocuklar Petkov & Vasilev ikilisi veya biraz önce ilan edilen "Прoдължaвaмe прoмянaтa“( "Değişime Devam") hareketi, Bulgaristan'da son dönemde türemiş bütün siyasi partileri silip süpürecek gibi gözüküyor.

Tabi ki, buna mafyanın yarattığı oligarşi modeli müsaade ederse...

Ağustos ve Eylül aylarını memlekette geçirdim, akşam Bursa'ya döndüm ve bu satırları henüz ayağımın tozunla yazmaktayım.

Eğer, çok kısa bir şekilde Bulgaristan'daki siyasi gelişmeleri özetlemiş olursak, hey şeyin önceden kurgulanmış bir oyun olduğu apaçık ortaya çıkmakta. Bunu biz belirtmeye bıktık ama insanımız bildiğini okumaya devam etmekte...

Boyko - Doğan - Peevski - Geşev - Radev - İvanov veya Slavi, bunların yaslandıkları siyasi formasyonlar tek adresten yönetilmeye devam ediliyor ve bunun neticesinde Bulgaristan devleti, AB'nin en fakir ülkesi olmaya mahküm kalıyor...

Tek sözle: “Her şey boş, bomboş, bomboş!”

Bunlar Yeruşalim’de krallık yapan Davut oğlu Vaiz’in sözleri.

Başkent Sofya'daki siyasi arena kubbeleri altında yeni bir şeyin olmadığına göre, şimdilik büyük umutlara kapılmamız yanıltıcı ve aldatıcı olur.

Slavi'ye birazcık umut bağlamıştık ama her zaman olduğu gibi yeniden feci şekilde aldatıldık.

İvanov'u kendimize yakın gördük ama herifin ne  olduğu belli değil...

Karayançeva, Donçeva ve Manolova ise adeta tiplerimiz değiller...

30 yıl boyunca kaçıncı defa aldatılıyoruz?

Son gelişmelerde gördük ki, Slavi'de Gerb ve DPS ilişkili.

Sonuçta Petkov & Vasilev ikilisi de mafya-oligarşı modelinin bir ürünü değil mi? Her ne kadar iyi eğitimli ve becerikli olsalar da...

Bizim "Türk cephesine" göz atmış olursak, şimdilik orada derin suskunluk hakim ama ordu nöbet başında.

Bir dönem ülkede porsiyonlar dağıtanların sesi biraz kısık.

Delyan, sanki Şipka tepesineden aşarı yuvarlanmış ama avukatları hepsinin sütten çıkmış birer ak kaşık gibi temiz olduklarını iddia etmekteler.

Şabanali ve Hafızov nihayet suskunluğunu bozdular.

Sosyal medya aracılığı ile yeniden DPS'ye dönüş signalleri verdiler.

Hatta, bu sıcaklarda hiç üşenmeden Bursa'ya kadar yol teptiler ve Faruk beyle beraber çay içtiler.

Allah, kendisinden razı olsun, bizleri genç yaşta emekli etti...