Kültür

Kültür Haberleri

KANDİLLERİ BEKLEYEN ÇOCUKLARDIK

Birincisi, iftar evlerde edilirdi hep, çadırlar hiç olmadı burada, hatta restoranlarda iftarlık yoktu eskiden. Son birkaç yıldır değişti her şey. Aynı camcı olayı gibi, önce kıralım sonra yapalım ve daha sonra övünelim “biz yaptık” diye. Bazen öyle yabancı kalıyoruz ki kendimize, yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan biz değilmişiz gibi hissettiğimiz oluyor. İftardan önce sokaklarda insanlar hep bir telaş içindeydi, anneler tedirgin, evde misafir varsa…

OKUDUĞUM KİTAPLA SELFİE

Bulgaristan’da “Okuduğum kitapla selfie” adı ile ulusal çapta bir kampanya başlatıldı. Kampanyanın amacı gençlerde kitapla ve yazılı söze karşı ilgi uyandırmak, kitapları ve okumayı sevdirmek.

SADAKA TAŞI: ASALET VE MERHAMETİN SİMGESİ

Osmanlı’da derdini kimseye anlatamıyan fakirler, ihtiyacı olduğunda gecenin geç saatlerinde sadaka taşına para almaya giderler. Parayı aldıktan sonra kalanını kendisi gibi ihtiyacı olanları düşünme terbiyesi ile bırakır ve sadakayı bırakana duasını edip dönermiş.

RODOPLAR'IN BÜLBÜLÜ 90. YAŞINDA

Bugün sağ olsaydı 90 yaşında nurlu yüzlü bir nine olacaktı. Ve mutlak yine etrafına gülücükler saçacak, belki de yine o kadife sesiyle sevdiklerini neşelendirecekti. Ama olmadı. Kader istedi ki, o hepimizin çok sevdiği Kadriye ablamız hep genç ve güzel kalsın, kulaklarımızda o eşsiz sesi ve gönüllerimizde o hoşgörülü büyük kalbiyle yaşasın.

UNUTULMAZ HATIRA

Bu okuduğum yeni kitapta, kar yağdığında "tipi" diye bir söz geçiyordu, öğretmenime bu kelimenin anlamını sordum. - Nereden duydun bu kelimeyi, dedi öğretmenim. - İnce Memed romanında okudum diye cevapladım. - Derslerini neden ihmal ettiğin şimdi anlaşıldı. Canını sıkma! Güzel bir hatıran olur... Va hala yarım asır öncesinden unutulmaz bir hatıramdır.

24 MAYIS MİLLİ BAYRAMI KUTLANDI

Başkent Sofya'da düzenlenen 24 Mayıs Milli Bayram kutlamaları esnasında, Aziz Kiril ve Metodiy kardeşler anıtı önüne, HÖH (DPS) partisi adına, milletvekillerinden Velislava Krısteva ve Erol Mehmet çelenk bıraktı.

HEMŞERİMİZ TAMBURACI OSMAN PEHLİVAN

Atatürk, fasıldan memnuniyetini izhar ve ifade eder. Bu esnada sanatkârlar arasında palabıyıklı, iri vücutlu ve esnaf kıyafetli birisi Atatürk’ün dikkatini üzerine çeker: Tamburacı Osman Pehlivan. Atatürk, bunun kim olduğunu, Rasim Ferit’e sorar. O da pehlivanın hayatını ve meziyetlerini kısaca anlatır. “Fasıla da iştirak eder mi?” diye sorar Atatürk. “Evet” cevabını alırlar. Fasıl yine başlar. Atatürk, o kaba vücutlu, kalın sesli ve esnaf kıyafetli adamın meğer göründüğü gibi olmayıp, ince ruhlu bir sanatkâr olduğunu, öteki sanatkârlarla fasıl takip etmesinden anlayınca, bu sefer tek başına çalmasını emreder. Bu emir üzerine, Osman Pehlivan birçok Rumeli türküsü söyler ve tamburası ile de çalar.

FAHRİYE GÜNEY; "BİR RUMELİ SEVDALISIYIM"

Politika gütmeden, 'demir perde' arkasında olanları görüp bilmeden, Allah'ın bana bahşettiği Balkan havası sesiyle çığırdığım türkülerimizle mutlu büyüdüm ben. Daha sekiz yaşındayken, babam beni Raim ağabeyim ile saz almaya gönderdi. O sazı ben kardeşim Rafet ile çalardım, diğer kardeşlerimde türkü söylerdi. Tıpkı bir koro gibi. Bu arada büyüklerimiz hep Türkiye'ye sevdalı hikayeler anlatırlardı bize. Hele Bursa'nın adını, daha o yaşlarda kazımıştım aklımın bir köşesine. Hayal kurduğum zamanlarda, Bursa'yı da katardım hesaba.

HIDRELLEZ EFSANESİ 

Hıdrellez Bayramı, 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece kutlanıyor. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan Hıdrellez günü, Hızır ve İlyas’ın yeryüzünde buluştukları gün olduğu savıyla kutlanmaktadır. İslam coğrafyasına bakıldığında Hıdrellez gününün yoğunlukla Türkiye’de kutlanıldığı görülmektedir. Bir görüşe göre; Türkler’in Orta Asya’dan getirdikleri Nevruz Bayramı’nın başkalaşmış ve İslamlaşmış şeklidir.

SAZIMIZ VE TÜRKÜLERİMİZ - VI

Habil öğretmen, kendi türkü okuyup, saz çalmadığı halde, Türk halk müziğinin gelişmesi için varını yokunu feda etmeye hazır bir kişiydi. İlin en küçük ve ücra köylerinden olmasına rağmen, orada bir Türk halk müziği korosu oluşturmayı başardı. Gürül gürül akan bir dağ ırmağı gibi içi içine sığmıyordu.

YÜKSEK YÜKSEK TEPELERE…

Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler Annesinin bir tanesini hor görmesinler

SAZIMIZ VE TÜRKÜLERİMİZ - 3.

Bu bölümün ana konusuna geçmeden önce, geçtiğimiz kısımlarda unutulmuş bazı sazcı arkadaşlarımızı kısaca anmak isterim, zira onlar da Bulgaristan’daki hasbelkader halk kültürümüze katkılarda bulunmuşlardır. Bunlar arasında Orlâk (Turpçular) köyünden Bekir(şu an Eskişehir’de imiş), Şumnu ili Kliment (Emberler) köyünden 85 yaşındaki İbrahim Gürses (sanat müziği eserlerini şahane okuyan) abimiz, yine Şumnu ili Sredkovets (Saltıklar) köyünden halk türküleri söyleyen merhum Kara Nazif ağabeyimiz (ruhu şad olsun) bilinmesi gereken yerel sanatçılarımızdır. Bu arada Şumnu ilinin Vılnari (Sofular) köyünden Zahit Sali vardı. Türkiye’de saz atölyesinde çalışmıştı, Saz çalmakla birlikte bir de saz yapıyordu. Köyüne döndüğünü duydum. Beştepe köyünden, hatırı sayılır sazcımız Ridvan vardı, rahmetli olmuş. Nurlar içinde yatsın!

BOCUK

Hıdrellez, Kakava, Nevruz, Mart Dokuzu gibi bahar kutlamaları; yağmur duası, bolluk bereket günleri, hasat, bağbozumu gibi diğer mevsimsel döngü içerisindeki kutlamalar ve şenlikler, yeşerdikleri veya taşındıkları kültürün öğeleriyle kaynaşarak günümüze değin aktarılmışlardır.Balkanlar’da yeşeren ve Trakya’da da kutlanan Bocuk gecesi, mevsimsel döngüye dair unutulmaya yüz tutmuş böylesi bir gelenek olarak karşımıza çıkmaktadır.

HOLLANDA'NIN EFSANE ADAMI BÜLENT TÜRKER, DÜNYANIN EFSANESİ NAİM SÜLEYMANOĞLU'NUN KITABINI YAZDI

ABD Başkanı Ronald Reagan'ın bile bir saat ağırladığı Cep Herkülü'müze yapılan vefasızlıkları dile getiren Türker'in, Holanda'da piyasaya çıkan kitabı kapışılıyor. Biri, postaya atılan ve üzerinde sadece 'Bülent Türker' yazılı olan zarfın, postacılar tarafından doğru adrese teslimini sağlayacak kadar efsaneleşen adam, diğeri de, Dünyayı kaldıran ve ABD Bşkanlarından Ronald Reagan tarafından bir saat ağırlanacak şekilde dünya efsanesi olan iki adamın öyküsüdür bu haber.

ARDA BOYLARI

“Arda boylarına ben kendim gittim Dalgalar arttıkça can teslim ettim...” Diyebilen bir kişi, bu büyük suyu ne denli benimsediği apaçık ortadadır. Yüzyıllar boyu bu hep böyle süre gelmiştir. Bir bakmışsın Arda Rodop insanının kardeşi, can yoldaşı, sır ortağı, kaderdeşi, bir bakmışsın onunla bütünleşip ebediyete yolculuk ediyor...

HAMDULLAH SUBHİ VE GAGAVUZLAR

   Zamanımızın Türk aydınları, medya araçları sayesinde, Gagavuzlar için oldukça ayrıntılı bilgilere sahip olmuşlardır. Lâkin, bazı bilgiler var ki, onlar hakkında ancak uzman olanlar veya şu veya bu şekilde Gagavuz kültürüyle ilişiği olanlar, konuyla ilgili yeterli bilgilere sahip olabilmektedirler. Bendeniz, hasbelkader bu ilmin içinde olduğum için konuyla ilgili bazı özel bilgilere ulaşabildim.

EYVAH, ŞU DA’LAR, DE’LER! VE DAHA BİLMEM NELER!

Yazarken, kelimenin anlamına dokuz gözle bakacağız. Şimdiye kadar benim tansiyonumu coşturan yazılardan örnekler vermeye kalkarsam, çevremiz derya deniz olur, boğuluruz. En iyisi mi, sıradan ve samimice, kafama göre örnekler yazayım…

AYNADAKİ SORUNLARIMIZ

Bugün çuvaldızı kendimize batırma zamanı. Bana ulaşan mesajlardan  anladığım kadarıyla, başlıca sorunlarımız işte bu şekilde sıralanmakta;

HELAL GIDA ÜRÜNLER YAYGINLAŞIYOR

   Bulgaristan'da Müslüman topluluğun genel gıda ihtiyaçlarını, dini inanca göre düzenlemek isteyen firmaların sayısı gün geçtikçe artıyor. Daha önce iç pazarda böyle bir durum gözetlenmezken, artık et ve süt mamullerinde, İslam dinine mensup müşterilerin helal gıda taleplerini karşılamak için, bazı ürünler sertifikalandırılmaya başlandı.

Toplam 164 haber.