Sizin siyasi fonksiyonunuz yalnız ve bir tek tazminat beklemek mi?
Ne kolay unuttunuz bütün çektiğiniz ızdırapları?
Bulgar-Romen sınırında, Tuna akmaya devam ediyor ve utançtan 'dayanamıyorum, kıyımı yıkacağım' diye haykırıyor, sesi çıktığı kadar.
PAYLAŞ
EY, BELENECİLER! -2.
İlk önce, bu yazımda asla gerçek kahramanlarımızı kastetmediğimi özenle belirtmek isterim.
Ey, Beleneciler!
Sizin siyasi fonksiyonunuz yalnız ve bir tek tazminat beklemekten mi ibarettir?
Ne kolay unuttunuz bütün çektiğiniz ızdırapları?
Bulgar-Romen sınırında, Tuna akmaya devam ediyor ve utançtan “dayanamıyorum, kıyımı yıkacağım” diye haykırıyor, sesi çıktığı kadar.
Bazılarınız, attığınız “Seve seve ajanlık yaparım!” imzanızdan mı çekiniyor? Çekinmeyiniz! Dosyalarınız açık. Belene kampına düşüp de, Mestanlılı Hüsniye Abladan başka, bütün baskılara rağmen, Türk ismini değiştirmeyen ve “Ajanlığı kabul ediyorum!” belgesini imzalamayanlar aranızda fazla değil galiba...
Unutmayınız! Bazılarınız ajan olsanız da yine bizim kardeşimizsiniz...
Hepinizin naaşını biz kaldıracağız.
Henüz bir “Hain Kabristanlığı'mız” yok.
Bizim kabul edemediğimiz, hasımlık ateşini söndürmeyenlerle bayram etmenizdir.
Ey şairler, yazarlar ve imam geçinenler, böbürlenmeyi sevenler, yoksa aldandık mı sizi tanımakla?
Belene'de üç defa isyan ettiğiniz, sofrada domuz gördüğünüzde burun kıvırdığınız belgelidir.
Kayıp yana yıkılanlara, yani sorumlu olanlara iki çift sözüm var.
Türkiye Cumhuriyeti‘nde namaz saatlerinde, hele de Cuma namazından öncesi ve özellikle Bulgaristanlı kardeşlerimizin yaşadığı semt ve mahallelerdeki kahveler ve çayhaneler 1 saat kapatılsın...
Kiloluların 1 saat yürüdükleri, fazla günahlıların saatlerce teşbih çektiği gibi, onlara camilerde 21. Yüzyıl Türk bilinci, Türk kimliği ve Müslüman ahlakı konferansları sunulsun...
Düşman ruhuyla kaynaşmanın tövbesi olmayan cehennemlik bir suç olduğu anlatılsın onlara.
Kanıtlar sunulsun. Bulgaristan'da işlenen günahların sınır geçince aklanmadığı işaret edilsin.
Neyin afsız günah olduğu tek tek sıralansın!
Her birine her hafta “Türk Kimliği" el kitabı dağıtılsın, mutlaka okumaları şart olsun….