***
İKİDE BİR BULGARCA MÜZİK KONUSUNU GÜNDEME GETİRMEK, EZİKLİK KOMPLEKSİNDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR
Göçmen alemi değişik ortamlarda Bulgarca müzik dinleyip oynaması, bazı kişiler tarafından eleştirilip duruyor.
Panayır, eğlence veya kutlamalarda dinlenen Bulgarca müzik kimi neden rahatsız eder? Yunanca, Sırpça veya başka Balkan ülkesi müziği çalınca bir şey yok, Bulgarca müzik çalınca birileri hemen hoplayıp zıplamaya kalkışıyor. Burada "çalga" müziği savunmak gibi bir niyetimiz bulunmuyor...
Kim, bu çakma milli duygu istismarcıları?
Lafa gelince mangalda kül bırakmayan; ama birkaç kebapçe için koşa koşa onun bunun kucağına oturmaktan geri kalmayan, seçim dönemlerinde avanta koparmak, beş kuruş için Bulgaristan'da dolaşmadıkları parti bırakmayan, bu partilerin kapılarında dilencilik yapıp sonra ülkemizde şehir şehir gezip parayı kaptıkları, bu Bulgar partileri için seçmen toplama gayreti içinde olanlar...
Bu tipler sonra da Bulgarca müzik çalınıyor diye yaygara koparan hormonlu tipler.
Bulgarca müzik dedikleri şey de "çalga" diye bilinen bir müzik türü. Oryantal, arabesk ve alaturka karışımı, Bulgar kültürü ile yakından uzaktan alakası olmayan, daha çok arabesk kültürüne yakın müzik türüdür.
Sadece sözleri Bulgarca diye yaygara koparılıyorsa, bu da yanlış; çünkü aynı müziklerin Yunanda, Sırpta, Arnavutda, Türkde sözlü versiyonları var zaten.
Adı üstünde müzik. Kaldı ki, müzik evrenseldir. Herkesin kendi tercihidir nasıl müzik dinleyeceği.
Bundan öte Bulgaristan'da, hatta tarih boyunca kanlı bıçaklı olduğumuz Yunanistan'da bile her yerde Türkçe müzik çalınmasında bir sakınca yokken, bizim çakma milliyetçilerin yaygara koparması saçmalığın dibidir.
Hadi dersiniz ki bir yerde sadece Bulgarca müzik çalınıyor ve Bulgar halk oyunları oynanıyor, işte o zaman burada bir kasıt var dersiniz.
Ama yabancısından yerlisine, oyun havasından halayına her türlü ve her çeşit müzik çalındığı bir ortamda Bulgarca müzik çalınıyor diye tepki göstermek sahtekarlığın daniskasıdır.
Bunun yerine, bu çakma milliyetçiler ülkemizin değişik yerlerinde bazı dernekler tarafından özellikle Bulgar kültürünü yaşatma adına sadece onların folkloruna ait halk müzikleri ve oyunları oynatılan yerlere gidip buralardan hesap sorsunlar.
Bunu yapanlar artık bilerek ve isteyerek, birlerinin güdümünde faaliyet gösteren hıyanet içine girenlerdir.
Bunları deşifre edip hesap sorsunlar ki, devletin en yetkili kurumlarına kadar herkes tarafından hesap da sorulmalıdır.
Yoksa eğlence amaçlı toplanmış bir topluluğun dinlediği müziklerin arasında Bulgarca müziğin de olması kimseye bir zararı olmadığı gibi, insanların müzik tercihine de saygı gösterilmeli.
Bu konularda daha fazlası hafta sonu.
***
HIRS, DOST MU, DÜŞMAN MI? HIRS, ÇİFT TARAFI KESKİN BIÇAKTIR
Hırs, başarı için itici güç, katalizör etkisi olan bir olgudur.
Bir şeye azmettiğinizde, hırs olmazsa olmazdır. Hırs olmadan olayları akışına bırakırsanız, ya gereksiz zaman kaybeder, ya da hiçbir zaman hedefinize ulaşamazsınız.
Ama hırs çift taraflı keskin bıçaktır. İyi yönetemezseniz, size felaketi yaşatır.
Hırsın temel kuralı kendi kapasitenizi bilmektir.
Kapasitesinden, yani boyundan büyük işlere soyunanların yaşadıkları hezimetler de o kadar büyük olur.
Herkes kendi çevresinde bu tür numunelere rastlamıştır; çünkü bunlardan hayatın her alanında var.
İş ve sosyal hayatta, sporda, sanatta ve aklınıza gelen her yerde bu tür karakterler eksik olmaz.
Yani hırsınızı yönetebildiğiniz, kendinizi bildiğiniz sürece hırs inanılmaz itici güçtür.
Burada işin özü haddini bilmektir. Bilmeyip de boyundan büyük işlere soyunanlar er ya da geç acımasız gerçek ile karşılaşır. Bu durum onlar için son derece acı vericidir de, çünkü bunu anladıklarında duvara toslamış olurlar...